Mutlu yaşamak, herkesin ve hepimizin en çok ihtiyacı olan ve asla vazgeçemeyeceği, olmazsa olmazlarımızın başında gelen bir husustur. Ancak bunu nedense çok azımız yakalayabilir. Mutlu olanlar, bunu nasıl başarıyor, bunu da çok azımız araştırmış ve onların tecrübelerinden yararlanıp bir basamak daha yukarıya çıkabilmişizdir…
Nasıl mutlu olacağımız konusu ise tamamen bilgi ve becerilerimizle dünyayı değerlendirme şeklimize bağlıdır.
İnsanoğlu sürekli, “şunu alamadım, bunu satamadım, keşke şu da olsa, bu da olsaydı…” gibi duyguların peşindedir. Eğer elde edemediklerimize üzülmek yerine elimizdekilerle yetinmeyi başarabilseydik, bu kavramlar ortadan kalkacak ve otomatikman mutlu olacaktık…
Bunu nasıl başaracağınızı ise bu kitabı okuyunca göreceksiniz…
Neyin insanı mutlu ettiğini ve nelerin mutsuzluğuna yol açtığını da gene bu kitabı okumakla anlayacaksınız.
Hatta mutluluk bilincinin gelişmesi, nelerle mutlu olabileceğinizin sırrına gene bu kitabı okuyunca vakıf olabileceksiniz…
Öyle düşünüyoruz ki, bu kitabı mutsuz olduğunuz anlar da bile elinizden bırakamayacak ve adeta bir “mutluluk rehberi” olarak kullanacaksınız.
“Varlık insanı mutlu eder mi?” sorusunun cevabı, kişiye göre değişmektedir. Gönül dünyamızın büyükleri, bu konuda tedirginlik yaşamışlardır. Onlar, hep kendilerine dokunan bir iyilik karşısında bir kusur işlediklerini düşünmüşler, gelen bir yokluk, bir bela, bir felaket ve musibet karşısında ise âhirete ait cezalarından bir kısmını ödeyip temizlendiklerini düşünerek mutlu ve huzurlu olmuşlardır…
Acaba Yunus gibi:
“Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni…” diyebiliyor muyuz?
Geçmişte nice dönemler yaşanmıştır ki, günde bir öğün yemek bile zenginlik sayılmıştır. Eminiz ki o insanlar, kendi gayretleri ile elde ettikleri o az şeylerle yetinip mutlu olmasını bilmişler ve bizlere bu güzel dünyayı ve cennet yurdumuzu hazırlayıp teslim etmişiler; belki de hiç bu dünyadan kam alıp mutlu olmayı bile düşünmeden kendileri çekip gitmişlerdir…
İşte bu kitapta bundan fazlasını bulacağınıza ve okuyup bitirdiğiniz zaman daha güzel şeyler için yola çıkacağınıza inanıyoruz. Bir de şu var ki, dünya bir kadına benzer. Peşinden koşanlara gelmez hatta kaçar ama ilgisiz kalıp kaçanı da kovalar. Ona kendini arz eder, beğendirmeye çalışır. Bu nedenle, tamamen elde edemeyeceğimiz dünyanın peşinden koşmak yerine dünyayı peşimizden koşturmak daha akıllıca olsa gerek…
