"Size önce ben yazıyorum. Sabırsızlığımı bağışlayın. Bütün bir yıl umut içinde bekledikten sonra bir günlük daha kararsızlığa dayanamayışım, bilmem ne derece yanlış! Evet, siz buraya geldiniz, ama niyetinizi değiştirmiş olamaz mısınız? Öyleyse mektubumdan sitem ettiğim ya da sizi suçladığım anlamını çıkarmayın. Kalbinize hükmedemedim diye suçlayacak değilim. Ne yapalım, yazgım böyleymiş!
Soylu bir insansınız. Sabırsızlığın bana yazdırdığı bu satırları anlayışla karşılayacağınızı umarım. Bunları yazanın danışacak, akıl soracak tek yakını olmadığı gibi yüreğine söz geçirmekte güçlük çeken zavallı bir kız olduğunu da unutmayın. Bir anlık bile olsa içime düşen bu kuşkudan dolayı affınızı dilerim. Sizi sevmiş, hâlâ da seven birisini kırmayı aklınızdan bile geçirmeyeceğinizi bilivorum."