Üzümü biz eziyoruz,
Ama şarabı başkaları içiyor.
Mısırı biz ekiyoruz,
Ama soframız boş.
Prangaya vurulmuşuz,
Ama gören yok zincirlerimizi.
Köleyiz, ama herkes özgürsün diyor..
“Savaşta,” dedi işçi, “zayıflar güçlülerin kölesi olur, barışta da yoksullar zenginlerin kölesi olur. Yaşamak için çalışmaya mecburuz; bize verdikleri ücret o kadar düşük ki, yaşamamıza yetmiyor, ölüyoruz. Bütün gün onlar için uğraşıp didiniyoruz; onlar sandıklarını altınla dolduruyor, bizimse çocuklarımız vakitsiz solup gidiyor, sevdiklerimizin yüzü sertleşip fesatlaşıyor. Üzümü biz eziyoruz, şarabı başkası içiyor. Mısırı biz ekiyoruz, ama soframız boş. Kimse görmese de zincirlerimiz var; bize özgür dense de köleyiz.”
Senden uzaklaşmamın cezasını çektim.Ama sevgin hep gönlümdeydi, hep güçlü kaldı, hiçbir şey sarsamadı onu . Oysa şu gözlerim iyiliği de gördü, kötülüğü de. Şimdi madem sen öldün, ben de seninle birlikte öleceğim
Sinekler de senin kardeşindir, zarar verme onlara. Ormanda uçuşan kuşlar özgürdür; kendi keyfin için onlara tuzak kurma. Kör solucanla köstebeği de Tanrı yarattı, hepsinin kendince bir yeri var. Sen kim oluyorsun da Tanrı'nın yarattıklarına acı çektiriyorsun? Tarladaki sığırlar bile kendilerince Tanrı'yı överler.