Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ne Kitapsız Ne Kedisiz

Bilge Karasu

En Eski Ne Kitapsız Ne Kedisiz Gönderileri

En Eski Ne Kitapsız Ne Kedisiz kitaplarını, en eski Ne Kitapsız Ne Kedisiz sözleri ve alıntılarını, en eski Ne Kitapsız Ne Kedisiz yazarlarını, en eski Ne Kitapsız Ne Kedisiz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İmgelerin değişmesinde, zenginleştirilmesinde en önemli iki etmen, ilişkiler (özellikle arkadaş dost ilişkileri) ile okumalar. Bizi burada ilgilendirebilecek olan, okumaların bir türü... Ama okuma çeşitlerinden biri değil, okunan metin türlerinden biri: Yapıntı olmadığını ileri sürdüğü durumlarda bile yapıntı niteliğini 'resmen' bilinen roman...
Okur kitap arar ama, kitabın da okuru bulduğunu ben çok gördüm.
Reklam
18. yüzyılın ortalarından bu yana "Serendipli Üç Şehzade" masalından yola çıkılarak türetilmiş bir sözcüğü var İngilizcenin: Serendipity; aranmakta olmayan değerli/hoşlanılır bir şeyin insanın karşısına çıkıvermesi anlamında kullanılan... Elbette, aranmayan şeyin bulunması, olacak şey değil. Ne var ki, "aranmama"yı o anda "aramakta olmamak" ya da "aranması gerektiği düşünülen yerde aramakta olmamak" diye yorumlarsak, bir çok kişinin bu "Serendiplilik"ten (az ya da çok) pay aldığını kestirebiliriz. Serendip yağmuru benim de tarlama yağmıştır ara ara.
Okuma, bir bakıma, "gerçek" olmadığını bildiğimiz birtakım kişilerle işlerin, "gerçekliği" andıran ya da andırmayan bir dünyada, çok değişik bir takım imge dizileri ya da dizgeleri aracılığıyla anlamlandırılması işlemi sürdürülüp giderken (her şeyden önce de sürdürülüp gidebildiği için), o kişilere, o olana bitene, o dünyaya inanabilir, inanır hale gelme sürecidir; o dünyanın olanaklı/olası kılınmasını yaşamaktır.
Bir dili bilmek dendiği zaman, o dilde düşünebilmektir usuma gelen.
Dili, durmadan kurmak zorundayız. Yaşamla, düşünceyle sürekli bir etkileşim içinde olan, var ettiğimiz, bizi var eden bu aracı, durgu durak bilmeden kurmak zorundayız. Bilmek ile yetinemememiz de bundan.
Reklam
Her şeyin her zaman aynı biçimde görüleceği, algılanacağı, yorumlanıp anlaşılacağı, her zaman aynı dilsel kalıplar içerisinde dile getirileceği, herhangi bir şeyin değişmeyeceği düşüncesinde değilseniz, iletişimin her zaman kolay olacağı beklentisiyle yaşamağa da kalkışamazsınız.
İnsanların "anlamadıklarını bilmeleri ama anlama yolunda hiçbir çaba harcamamaları" durumu ile, "hiç anlaşamadıklarını anlamamaları, buna karşılık karşılarındakini anladıklarına, kendilerinin de karşılarındaki insanlara apaçık şeyler söylediklerine sarsılmaz bir inanç beslemeleri" durumu karşı karşıya getirildiğinde, kötüler arasından en az kötüsü diye hangisini seçmeli ki?
"Sınırlı olan, engel yaratan, dil değil, vericinin kafası; metin değil alıcının kafası..." Bizim dile getiremediğimizi bir başkası getirebilir, bizim anlayamadığımızı bir başkası anlayabilir.
Sevgi, bir karşılıklılık varlığıdır; dile getirilme-gösterilme imleri, iki yan içinde, kısa zamanda bir düzgü niteliğine ulaşır. Sabır, bir bakıma, bir tepki yokluğuna dayalıdır. Sabır göstermek, gerçekte, gösterilebilecek bir tepkiyi göstermemektir. Ancak, gösterilebilecek tepkinin iki yanca da bilinmesi durumunda sabırdan söz edilebilir.
Reklam
Cinayetleri, çoğu zaman, "kavramlar" işletir. Cinayetler, hep, "kavramlar" adına savunulur.
"Kitaplardan ve ayraçlardan ve bardak altlarından ve kedilerden ve gündüzlerden ve gecelerden ve yerlerden ve göklerden başka kimimiz kaldı?"
94 syf.
3/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kitabın adı direk ''hayat felsefem''. Sanırım bu yüzden istediğim hazzı alamamanın tribini atıyorum kendi kendime. Beklediğimden çok farklı bir kitap çıktı. Hayal kırıklığına uğradım açıkcası. 50. sayfasından sonra mı acaba dedim demesine ama olmadı. Çok ağır ilerledim, bir an önce bitsin istedim,
Ne Kitapsız Ne Kedisiz
Ne Kitapsız Ne KedisizBilge Karasu · Metis Yayıncılık · 20201,864 okunma
...Çünkü bilirsiniz ki onsuzluk, sizin de bir parça ölümünüzdür. Düpedüz. Evet, ölenlerin ardından yaşadığınızı, ölen ile ölünmediğini herkes bir gün öğrenir. Ama eksilerek, azalarak, sakatlanarak, bir yeri koparak yaşandığını…
94 syf.
·
Puan vermedi
Bilge Karasu ' dan okuduğum ilk kitaptı. Denemelerden oluşmuş bir kitap. Deneme okumak, genelde hikâye, roman okumaktan daha zordur. Bilge Karasu ' nun da kendine özgü bir anlatımı var. Kelimelerle oynamayı çok seviyor, benim hayatım boyunca belki de hiç kullanmadığım çokça kelimeye yer vermiş kitabında. Bu açıdan ilk sayfalarda oldukça zorlandım anlamakta ama sonraları alıştım diline biraz daha. Kesinlikle çok farklı bir insan, farklı bir yazar. Yazdiklarıyla günlerce, haftalarca yaşadığını söylüyor. Kendini acımasızca eleştirdiğini, yazdıklarını tekrar tekrar düzenlediğini söylüyor. Bu kadar ince eleyip sık dokuması, farklı kelimeler kullanmayı bu kadar sevmesi düşünüldüğünde anında okuyup bitirilebilecek türden metinler yazması da beklenemezdi zaten. Kitabı okurken birçok yeri işaretledim. Çok hoşuma giden bölümler vardı. Deneme okumayı seviyorsanız geniş bir zamanınızda, sakin bir ortamda okumanızı tavsiye ederim. Bu arada instagram kullananları naçizane bookstagramıma beklerim.
kitagurumii
kitagurumii
Ne Kitapsız Ne Kedisiz
Ne Kitapsız Ne KedisizBilge Karasu · Metis Yayıncılık · 20201,864 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.