Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Din ve Ahlak Üzerine Denemeler

Neden Hıristiyan Değilim?

Bertrand Russell

Neden Hıristiyan Değilim? Gönderileri

Neden Hıristiyan Değilim? kitaplarını, Neden Hıristiyan Değilim? sözleri ve alıntılarını, Neden Hıristiyan Değilim? yazarlarını, Neden Hıristiyan Değilim? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kıskançlığın, kısmen içgüdüsel olsa da büyük çapta geleneksel olduğuna kuşku yok. Karısının ihanet ettiği bir adamın alaya alındığı toplumlarda erkek, artık ona sevgisi kalmamış olsa bile karısını kıskanacaktır. Dolayısıyla kıskançlık, mülkiyet duygusuyla yakından ilgilidir, bu duygunun olmadığı yerde ise çok daha azdır.
Sayfa 137 - Say YayınlarıKitabı okudu
Tekeşliliği etkileyen en önemli faktör, az nüfuslu bir bölgedeki hareketsizliktir. Eğer bir erkeğin evden ayrılma fırsatı azsa ve kendi karısından başka kadınları nadiren görüyorsa karısına sadık kalmak onun için kolaydır; fakat yanında karısı olmadan seyahat ediyorsa veya kalabalık bir şehirde yaşıyorsa sorunun çözümü, orantılı olarak güçleşir. Tekeşliliğin ikinci en büyük yardımcısı batıl inançtır: "Günahın" ebedi cezaya yol açtığına gerçekten inananların bundan kaçınması beklenebilir, beklendiği kadar büyük çapta olmamakla birlikte bir dereceye kadar da öyle olur. Erdemin üçüncü destekçisi kamuoyudur. Tarım toplumlarında olduğu gibi, bir erkeğin her yaptığının komşularınca bilindiği yerlerde, geleneğin kınadığı şeylerden kaçınmak için güçlü nedenler vardır. Fakat doğru davranışı destekleyen bütün bu nedenler, artık eskiden olduklarından çok daha az güce sahipler. Daha az insan izole yaşıyor; cehennem ateşine olan inanç yok oluyor ve büyük şehirlerde kimse komşusunun ne yaptığını bilmiyor. Bu yüzden, modern sanayileşmenin yükselişinin öncesine göre tekeşliliğin erkeklerde de kadınlarda da azalması şaşırtıcı değildir.
Sayfa 136 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Günümüzde insanların, şehirlerde yüksek kiralar yüzünden sıkışık muhitlerde yaşadıkları evler, çoğunlukla çocuklar için fiziki açıdan yanlış ortamlardır. Fidanlıkta fidan yetiştiren biri onlara doğru toprağı, doğru ışığı ve havayı, doğru komşuları sağlar. Ağaçları ayrı hücrelere birer birer dikmeye kalkışmaz. Bu modern şehir evlerinde kaldıkları sürece çocukların da böyle yetiştirilmesi gerekir. Çocuklara da fidanlar gibi, toprak, hava, ışık ve kendi tiplerinde komşular lazım. Çocuklar, telaşsız bir şekilde özgür olabilecekleri kırlarda olmalılar. Küçük bir şehir apartmanının psikolojik atmosferi, fiziki ortamı kadar kötüdür. Gürültü sorununu bir düşünün. Meşgul yetişkinler etraflarında sürekli bir şamataya katlanamazlar ama çocuğa gürültü yapmamasını söylemek, onlarda ciddi ahlaki kusurlara yol açan bir öfke yaratır. Aynı şey, eşyaların kırılmaması konusunda da geçerlidir. Çocuğun mutfak rafına tırmanıp bütün porselenleri kırması anne babasının pek hoşuna gitmez. Oysa onun bu hareketi, fiziksel gelişimi için elzemdir. Çocuklar için ayarlanmış bir ortamda bu tür doğal ve sağlıklı dürtülerin kontrol edilmesi gerekmez.
Sayfa 129 - Say YayınlarıKitabı okudu
Ama bir dönemi doğru şekilde görmek istiyorsak, lehine de aleyhine de olsa onu kendimizinkiyle karşılaştırarak görmemeliyiz; onu içinde yaşayanların gördüğü gibi görmeye çalışmalıyız. En önemlisi, her devirde insanların çoğunun, tarihçilerin ele aldığı önemli konulardan ziyade ekmeğini kazanmakla ilgilenen sıradan insanlar olduklarını unutmamalıyız.
Sayfa 96 - Say YayınlarıKitabı okudu
Uygarlık ilerledikçe dünyevi yaptırımlar daha güvenli, Tanrısal yaptırımlar daha güvensiz hale gelir. İnsanlar, hırsızlık yaparlarsa yakalanacaklarını düşünmek için daha çok sebep buluyor, yakalanmazlarsa Tanrı'nın yine de onları cezalandıracağına pek inanmıyorlar. Günümüzde çok dindar kişiler bile, çalarlarsa cehenneme gideceklerini pek sanmıyorlar. Zamanı gelince tövbe edeceklerini, cehennemin de eskisi kadar kesin ve sıcak olmayacağını düşünüyorlar.
Sayfa 189 - Say YayınlarıKitabı okudu
"Çıplak gerçek" terimini her kim bulmuşsa, önemli bir bağlantıyı algılamış. Çıplaklık bütün aklı başında insanlar için şok edicidir, hakikat de öyle. Hangi kısmıyla ilgilendiğiniz pek fark etmez; hakikatin iyi insanların bilinçlerinin kabul etmeyeceği türden bir şey olduğunu kısa sürede anlarsınız.
Sayfa 122 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aslında insanların Tanrı'ya inanmalarını sağlayan şey, hiç de düşünsel argümanlar değil. Çoğu insanın Tanrı'ya inanmasının nedeni Tanrı'ya inanmalarının onlara küçük yaşta öğretilmiş olmasıdır; esas neden budur.
Sayfa 36 - Say YayınlarıKitabı okudu
Üstelik bilimin olağan yasalarını kabul ederseniz insan yaşamının ve genelde bu gezegen üzerindeki yaşamın zamanı gelince tamamen yok olacağını da düşünmeniz gerekir: Güneş sisteminin çöküşünde bir aşama bu; çöküşün belli bir evresinde protoplazmaya uygun bir sıcaklık ile diğer koşullar oluşur ve tüm Güneş sisteminin ömründe kısa bir süre için yaşam var olur.
Sayfa 34 - Say YayınlarıKitabı okudu
Tanrı’nın Varlığı
“Mutlak" kelimesinden hoşlanmıyorum. Mutlak olan herhangi bir şey olduğunu sanmıyorum. Örneğin, ahlak yasası sürekli değişiyor. İnsan soyunun gelişmesinin bir döneminde neredeyse herkes yamyamlığın görev olduğunu düşünüyordu.
Sayfa 180Kitabı okudu
DİN SORUNLARIMIZA ÇÖZÜM GETİREBİLİR Mİ?
Bir öğretmeni izleyenler, daima bazı açılardan ustanın öğretisinden ayrılırlar.
Sayfa 196Kitabı okudu
667 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.