Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nefs Psikolojisi

Mustafa Merter

Nefs Psikolojisi Gönderileri

Nefs Psikolojisi kitaplarını, Nefs Psikolojisi sözleri ve alıntılarını, Nefs Psikolojisi yazarlarını, Nefs Psikolojisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendinden daha değerli bir kurbanı Tanrı'na sunamazsın.
Kulluk bilinci yaşamadan, baş secdeyle buluşmadan bilinçdışının karanlık ormanlarında "Can"ı aramak "Can" yerine bizi "Gulyabani" ile karşılaştırır.
Reklam
Jung kendi kendine sorar: "Her şey içimde alt üst oldu kaos yaklaşıyor burası dibin en dibi mi?"
"İnsanlar niçin savaşır?" Evet, ekonomik sebepler, hükmetme arzusu vb. gibi temel insani ihtiyaç ve nefsani zaaflar savaş nedenleri olabilir; ama daha başka derin dinamiklerin dünyaya yansıması da söz konusu olabilir mi? Acaba zahirî savaş, dışarıda başlamadan evvel bizim derinliklerimizde mi başlar? Yani alt bilinçdışı kaosu arttıkça, belirli bir dayanma sınırından sonra bunu artık dünyaya yansıtmak bir zaruret hâline mi gelir? Ve bu savaşın ön belirtileri, toplumda yaşanan anlamsız huzursuzluklar ve şiddet gösterileri olabilir mi? Bunları yazarken, mesela Gezi olaylarını, okullarda ve stadyumlardaki şiddeti düşünüyorum. Nefs psikolojisi açısından baktığımızda, bu şiddet insanın celâl ve cemâl isimlerindeki dengesizlik gibi görünüyor. Gelişmemiş anima'sı ve ilkel kalmış animus'u ile insan, özellikle de erkek dünyası, potansiyel bir tehlikeyi temsil edebilir. Dünyadaki en tehlikeli canlı türu genç erkeklerdir!
Hayretin derinliklerinde hikmeti takip et, kör arzularını değil!
Jung, "Hasretten yanıyorum, yorgunum, cehalet içindeyim" der.
Reklam
Bilincimizde ve bilinçdışımızda taşıdığımız suçluluk, yetersizlik, inançsızlık, ümitsizlik, güvensizlik duygularının kökleri alt âleme (gölgeler, kompleksler vb.) uzanır ve bu alt âlem onları içimizde canlı tutar (mesela seneler evvel yaptığımız bir hata ateşinin, pişmanlığımıza ve tövbemize rağmen hâlâ bağrımızı yakması). Bu durumda "ateşin" sönmesi için onları görmek, kabul etmek, verdikleri tüm acıya rağmen onlarla yüzleşmek gerekir. Ama diğer yandan da, "Evet, kabul ediyorum, varsınız ve siz benim bir yönümsünüz, ama ben sadece siz değilim" diyebilmek gerekir. Böylece (bir ömür boyu onlardan kaçmak yerine -bu durumda gölgeler hiç peşimizi bırakmaz) onları affetmek, hatta şefkatle bağrına basmak, ama bir yandan da kesin bir kararlılıkla "Ben artık o hataları tekrarlamayacağım çünkü ben sadece onlardan ibaret değilim" diye bilmek gerekir.
"Eğer Tanrı'yı kendi dışımıza atarsak, o bizi kendi benliğimizden koparır ve benliğimiz yoksunluk hâline girer." Yani müteal/aşkın kimliğimiz olan "Can"ımızdan uzaklaşırız.
Hadiselere anlam vermek demek sıradan nesnelliğin insanın içinde mana değerini kazanmasıdır. Hadiselerin derin manaları (mana-i ef'al), en ulvi manadır.Bu manayı ne nesnel dünyada ne de nefsinde ara, nefsinle hadiseler arasına "tecelli etmiş" Rabbinde bul!
Sen nefsini hayırla meşgul etmezsen, o seni şer ile meşgul eder.
Evet müteâl/aşkın olan Rabb'ül Âlemin'e kulluk şuuru olmazsa, bu boşluğu hemen bir vehim doldurur. (Vehim) Belirsiz fikir ve düşünce.
914 öğeden 601 ile 610 arasındakiler gösteriliyor.