- Konuşmaz oldun ne zamandır.
Ben hep konuşuyorum... Siz anlamıyorsunuz dilimden. İşin kötüsü ben de sizin dilinizi bilmiyorum. Nasıl anlaşacağız öyleyse? İki dilsizden ayırdımız yok bizim...
İçimde bir şeylerin koptuğunu duyumsuyorum birden. Öyle ki, kasırgaya tutulmuş bir ağacın en taze dallarının kopup düşmesi gibi bir şey bu. Kabuk bağlasa bile bir daha sürgün veremeyecek yaralar var artık her kopmuş dalın kökünde..