Matematik, edebiyat ve motosikletler. Şöyle de denebilir: Sayıların baştan çıkarıcı gizemi, edebiyatın zaman zaman anlatmaya çalıştığı dünyanın üstünden uçup gitme duygusu ve hız.
Yeryüzüne indiğimde, henüz omuzlarımda yıldız tozları vardı.
Geceydi ve bir denizin kıyısına inmiştim. Su diz kapaklarıma kadar geliyordu. İncecik dalgalar, belli belirsiz, ılık, tuzlu dalgalar.
Kumsal alabildiğine uzanıyordu. Gökyüzünde ay ve yıldızlar; aydınlık bir yaz gecesiydi. Yavaş yavaş yürüyerek sahile çıktım.
Omuzlarımda hala yıldız tozları.
Ilık kum tadıyla bir kumsal.
Denizin kokusu.
İndim, süzülerek indim, omuzlarımda yıldız tozlarıyla, gökyüzünün yaldızıyla.
Tarihim olmamıştı hiçbir şey birikmemişti. Beni ben yapan hiçbir şey olmamıştı. Hiçbir şeye sahip çıkmamıştım, hiçbir şeye ihanet etmemiştim.
Sonra, dizlerimde hep o ıslaklığı duydum, diz kapaklarıma kadar, o kadar. Şimdi kaç yaşında olduğumu bilmiyorum. Hiçbir zaman yaşım olmadı. Ama hatırlıyorum. omuzlarımda yıldız tozu vardı, yeryüzüne indiğimde.
Bu bir ayrıcalıktı, yeryüzüne o yıldız tozlarıyla inmek. Omuzlarım parlıyordu. Sonra o tozları silkeledim. Tarihsiz, yaşsız ve ayrıcalıksız kalmak için.
Gökyüzünden indiğimde, henüz omuzlarımda yıldız tozları vardı.
Bu başlangıcı defalarca yazdım, devamı yoktu. Güzel bir başlangııç gibi geliyordu, ama sonrasını bilmiyordum.
Bu başımızdan geçenler öyküsü, daha sonraki yaşamımızı hem bizim, hem kentin yaşamını belirleyecekti tüm gerçeği kıskacına alan durumsuzluğa düşecektik.