1945’te İstanbul’da doğdu. 1964’te İstanbul Alman Lisesi’nden mezun oldu. 1964-66 arasında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümüne devam etti. 1966’da Alman Dili ve Edebiyatı Bölümüne geçti. 1970’de Alman Dili ve Edebiyatı Bölümünü (Psikoloji’den yandal alarak) bitirdi. Alman Dili ve Edebiyatı alanında 1977’de doktor, 1987’de doçent, 1993’te profesör ünvanını aldı. İstanbul, Mimar Sinan, Marmara ve Yeditepe Üniversitelerinde dilbilim, göstergebilim ve edebiyat kuramları dersleri verdi. Bu alanlarda birçok kitap ve makale yazdı.
Ürettiğimiz, seçtiğimiz, kullandığımız her şeyle isteyerek ya da istemeyerek çevremize kendimiz hakkında bazı bildiriler iletiriz. Dolayısıyla göstergebilim mimari ve endüstri ürünleriyle de yakından ilgilenir.
Kitaplar olmasa ne yapardık? Şu zamanda kıymetini anlıyoruz okumanın, kurmaca dünyaların. Fatma Akerson, "Biliyorsun, şiirlerdeki güller gerçek güllerden daha güzel kokar." der. İyi ki kitaplar, şiirler, edebiyat var.
"Çok öykü vardır anlatacak, çok insan vardır öyküleri dinlemek isteyen. Ama gene de tüm öyküler bir yerde birbirine bağlanır, tıpkı dinleyiciler gibi..."
Birden fazla anlatıcı, iç içe geçmiş karakterler, zaman zaman karakterin anlatıcı, anlatıcının karakter olduğu gerçekle hayalin kesiştiği, özgün bir roman bu.
Yazarın kendine has tarzı ilgi uyandırıyorsa da bazen karmaşadan sıkılabiliyorsunuz... Öte yandan yazarın sohbet havasındaki samimi uslübu insana tebessüm ettiriyor.
Çok etkilendiğimi söyleyemem ama farklı bir tarz görmek, romana içeriden ve dışarıdan bir gözle bakmak isteyenlerin okumasını tavsiye ederim.
Eser edebiyat kuramları ile ilgilenenler için giriş niteliğinde, buna rağmen kuram nedir, kuramcılar kimlerdir bilinmiyorsa yer yer zorlayan, sizi başka kaynakları taramak durumunda bırakan bir eser de aynı zamanda.
Fatma Erkman Akerson cevaplardan çok soruların peşinde olduğunu söylediği eserinde Mezopotamya'dan başlayarak 20. yy'a kadar edebiyat kuramlarının tarihsel izini sürüyor. Kuramların hepsine ayrıntılı olarak değinemiyor ancak son sözde Gılgameş destanı üzerinden kuramsal değinisi nefis bence, sırf bu son söz için bile okunabilir bir eser.
Çok güzel bir kitap Edebiyat kuramları ile ilgili okumak isteyenler bu kitap ile başlayabilir. Berna moran ile başlamak pek uygun değil bence. İyi okumalar