Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

O da Bana Kalsın

Samiha Ayverdi

O da Bana Kalsın Gönderileri

O da Bana Kalsın kitaplarını, O da Bana Kalsın sözleri ve alıntılarını, O da Bana Kalsın yazarlarını, O da Bana Kalsın yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan ve dünyâ eştir. Zaman zaman zelzeleler, yanardağlar, seller, kasırgalar ve çeşitli âfetler yüzünden hasta düşen yeryüzü gibi, insanoğlunun bedeni ve rûhu da türlü illetlere dûçar olarak sağlıktan kalır.
Sayfa 264 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
Bir dağ gibi kâh eteklerinde kalarak unutmak istediğimiz geçmis zaman hâtıraları, kâh ise zirvesine kadar tırmanarak hayâlen olsun yeniden yaşamak istediğimiz mâzi âdeta bizi alaya alarak gülümser. Gerçek olan şu ki ne eski devirler aynen yaşanır, ne de yenileri için arzu ve ümitten kurulan kâşânelerde ömür sürmek mümkün olur. Aslına bakılacak olursa bugünkü hayâtımız dünün tortusu, bugün de yarının bereketi ve sermâyesidir. Öyle ki, hal, istikbâlin mimârı olduğuna göre, insanoğluna düşen, zamânını har vurup harman savurmak olmayıp yaşayacağı ânı, yaşadığı an içinde inşâ ve ihyâ edecek hasletlerde konuklamak sûretiyle değerlendirmeyi bir yaradılış borcu bilmektir.
Sayfa 243 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
Reklam
Efendim bu iş ezbercilikle olmaz. Hârun Reşid'in papağanı da Yâsin-i Şerif'i ezbere okurdu. Ne var ki, bu ezbercilik onu kuş olmaktan öteye geçirmemiştir. Kur'an ahlâkıyla amel etmeyip, sâdece ezbercilikte kalan insanlar için de, aynı kānûnun geçerli olmasından daha tabiî ne olabilir?
Sayfa 214 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
Hz. Mevlânâ: "Câhil kimse kadına gāliptir. Akıl ehli ise kadına mağlûptur. Nasıl ki su, ateşe gālip ise de, bir kap içine koyarak ocağa oturtursan, işte o zaman, ateşin suya gālip olduğunu, onu kaynatmasından anlarsın," buyurur ve gene devam ederek: Kadınlık ne ulvi ne büyük bir vazifeyi hâizdir. Sanki mahlûk değil hâlıktır!"
Sayfa 188 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
Geçmişi, târih sandukasından çıkarıp diriltmeye uğraşmak hatâdır. Ölünün dirilemeyeceğini bilmek gerek. Ancak, cemiyetlerin mâziden öğreneceklerini ve alacaklarını ihmal etmeleri de bir başka hatâ sayılabilir.
Sayfa 174 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
Zira küçücük bir delikten koca bir küpün suyu akıp gider. İnsan vücudunun cılk yara haline gelip tefessüh etmesine* mâni olan deri örtüsü gibi milletlerin bünyelerini de koruyucu olan ahlâk zırhından açılmış bir gedik bir çatlak, içeriye giren mikropların yaralar açmasına sebep olur.
Sayfa 172 - *bozulmak, çürüyüp dökülmekKitabı okudu
Reklam
Ne yazık ki, köprü, yol, binâ yapan mimar ve ustaların yanı sıra, insanoğlunun iç yapısını kurup âbad edecek mânâ ve iman mimarları ve ustalarını arayan yok.
Sayfa 164 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
Görülmemiş bir gaflet ve dalâletle dönen maârif çarkı, millî, mânevî ve dolayısı ile de ahlâkî bütün değerlerimizi öğütmüştür. ... Müslüman olmuş genç bir İngiliz dostumla konuşuyorduk. Esef dolu bir ifade ile, üç aydır şehrin en mûtenâ sayfiye yerinde yazı geçirdiğini ve temas etmek vaziyetinde olduğu kimseler için de: "Bunlara ne Türk ne de müslüman denir!" teşhisini koyarken üzüntüsünden âdeta ağlamaklı idi. Bu hazin ve acıklı müşâhedeye, hakikatin ta kendisi dememek elde değildi.
Sayfa 141 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
Bugün, ne bir dünya görüşümüz ne bir hayat anlayışımız vardır. Eskiden, yediden yetmişe, herkesi birbirine perçinleyen ve bu uğurda can fedâ ettiren müşterek gãye, "îlâ-yı kelimetullah" idi.
Sayfa 113 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
Günümüz basılan wattpad kitapları...
-...bildiğimiz kadarıyla, kitap üzerinde, önemi ve değeri ölçüsünde durulmadı, basında ciddi bir yazı yayınlanmadı, oysa nice değersiz ve amaçsız kitaplar için adeta ortalığın velveleye verildiğine şâhit oluyoruz. Bunların sebeplerini açıklar mısınız? +Değersiz eserlere alkış tutmak ve onlara bir muayyen sınıfın gözünde pâye vermek ve endâzesiz idrakleri şaşırtıp sulandırmak yoluna gitmek, memleketimizi sarmış bulunan ideolojik hastalık mihraklarından biridir.
Sayfa 106 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
Reklam
...eski Türk âilesini canlı, verimli ve sağlıklı olarak yaşatan ve üreten bir değerler silsilesi vardı. Bu değerler silsilesi, bir kalenin bekçileri ve gözcüleri gibi, içeri sızmak isteyen yıklcı ve tahrip edici unsurları geri çevirir, püskürtür, icap ederse onlarla mücâdele eder ve çoğunlukla yere serip mağlûp eylerdi.
Sayfa 99 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
Şu halde mühim olan, maddi ilimle mânevi ilmi atbaşı yürütmek, dimağ terbiyesiyle beraber ruh inzibatı ve olgunluğunu temin eylemektir ki, insan denen mahlûk kendine olduğu kadar cemiyete de yararlı hâle gelebilsin.
Sayfa 72 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
Madde ilimlerinde başka milletler örnek alınabilir; fakat kültür ve medeniyet müesseselerine tırpan atan inkılâplar, inkılâp değil bir milli felâkettir. Neticede de, birliğini ve gerçek hüviyetini kaybederek, kurur, çürür, iç ve dış düşmanlara karşı kendini müdâfaa, bekâ ve devam kudretini kaybeder.
Sayfa 62 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
*Kanaatınızca tam mânâsıyle garplılaşabilmemiz için ne yapılmalıdır?* -Tam mânâsı ile garplılaşmak lâzım olduğunu da kim söylemiş? Buna, ne sebep ne de lüzum var? Hattâ, bir milletin şahsi ve milli kaftanını sırtından atıp yabancı bir kabuğun altına girmesi kadar tehlikeli ve sakat bir zihniyet tasavvur edilemez.
Sayfa 62 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
İnsan kendi kendine herkesten yakın olduğu halde, en uzak olduğu kıymet yine kendisidir. Binâenaleyh kendini kendine gösterecek bir hocaya ihtiyâcı vardır.
Sayfa 17 - Kubbealtı neşriyatKitabı okudu
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.