Oliver Sacks'ın "Karısını Şapka Sanan Adam" ve "Bilinç Nehri" adlı kitaplarından sonra "Oaxaca Günlüğü" ile üçüncü kitabını bitiridim.
Yazarı ilk olarak Bilinç Nehri adlı kitabı ile tanıdım, Sacks'ın her türlü konuda derin bilgi sahibi olması ve sürekli şaşırtıcı bilgiler vermesi çok ilgimi çekmişti.
Ardından daha çok duyulmuş olan , "Karısını Şapka Sanan Adam"da nörolog olan Sacks'ın ; Tourette Sendromu ,Parkinson Ensefalit ve Otistik hastalarının özürlerinin yanı sıra ( inanmakta zorluk çekeceğiniz) sahip oldukları becerilerini anlatıyordu.
Bu kitapta ise, Sacks, farklı kıtalardan gelen ve birbirini tanımayan amatör botanikçiler ile birlikte "eğrelti otlarını" gözlemlemek için Meksikaya giden bir tura katılıyor.
Ve bu tur sırasında tutuğu günlüğü hiç değiştirmeden bize aktarıyor.
İlk bakışta botanik konusuna ilgi duyanlar için bir kitap gibi gözükse de ( o sayfaların çoğunu atladım ) Sacks'ın verdiği diğer ilginç bilgileri okumak beni yeteri kadar tatmin etti.
Örneğin, Amerikan yerlilerin birçok yerde kullandığı kauçuğun top şeklindeki halini Avrupa'ya getirildiğinde, "zıpladığı " için canlı sanılması veya yine İspanya'ya Amerika'dan getirdiği tütünü içen adamın, ağzından burnundan duman çıkması üzerine , engizisyon muhakemesi tarafından hapise atılması ancak yedi sene sonra dışarı çıktığında bütün ispanyanın sigara içmeye başladığın görmesi gibi…
