Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Resimli Tarih

Okült, Cadılık ve Büyü

Christopher Dell

Okült, Cadılık ve Büyü Sözleri ve Alıntıları

Okült, Cadılık ve Büyü sözleri ve alıntılarını, Okült, Cadılık ve Büyü kitap alıntılarını, Okült, Cadılık ve Büyü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sahne sihirbazlığı on sekizinci yüzyılda ortaya çıkmış olsa da, dramatik yükselişi on dokuzuncu yüzyılda gerçekleşti. Ancak bu performanslar -ve onları sahneleyenler- okültizmden ve doğaüstü âlemden izler taşıyor, uzak ülkelerin egzotikliğini de barındırıyordu. * Simyacılar nasıl bir anlamda ilk bilim adamlarıysa, büyücüler de bir anlamda on dokuzuncu yüzyılın bilim adamlarıydı.
Reklam
Cadılık İnancı ve Hikâyeleri
Cadılık uygulamalarına meraklıların gece yarısı bir araya geldiği Cadılar Sabatında cadıların insan kurban ettiğine ve Şeytan'a bağlılıklarını bildirdiğine inanılmış, cadılar çocuk kaçırmakla suçlanmaya başlamıştır. Bazen de cadılar, tıpkı vudu büyülerindeki gibi balmumundan temsili kuklalara iğneler batırarak kurbanlarına zarar vermekle suçlanmıştır. Cadılara "malum güçler'in, yani onların işini gören "ruh hayvanları'nın eşlik ettiği inancı da çok güçlüydü. Bu hayvanların cadının kanını içtiği, onlarla konuştuğu ve düşmanlarına saldırdığına inanılıyordu. Cadıların süpürgeleriyle uçtuğu inancı da yaygındı.
Mantıklı jskek
Birinin cadı olup olmadığını anlamak için Babilliler şüpheliyi suya atıyor, suda boğulanların cadı olduğuna hükmediliyordu.
“Sözcükler öyle güçlüdür ki, tutku ve azimle telaffuz edildiklerinde doğanın düzenini altüst edebilir, depremlere, fırtınalara, kasırgalara neden olabilirler… Hemen bütün tılsımlar sözcükler olmadan güçsüzdür çünkü sözcükler söyleyenin sesi ve gösterilen ya da hakkında konuşulan şeyin imgesidir.”
Sayfa 72 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mısır'da büyüler şafakta, doğan güneşle birlikte yapılırdı. Eski Mısır'da büyü hakkında bilgi alabildiğimiz kaynaklardan biri, İÖ on altıncı ve yirminci yüzyıllar arasında yazıldığı tahmin edilen Westcar Papirüsü'dür. Bugün Berlin Mısır Müzesi'nde bulunan papirüs, Firavun Keops ile Büyücüler'in öyküsünü anlatır. Öykü, bir hayvanın kopan başını yerine takan hayali büyücü Dedi hakkındadır. Ancak Dedi'nin -el çabukluğuyla marifet yapan- bir gözbağlamacı mı yoksa hakiki bir büyücü mü olduğu açık değildir.
Hermetik gelenek, günümüzde farklı düşünce okullarının toplamından oluşan "Batılı ezoterik geleneği" doğrudan beslemiştir. Batı ezoterizmi araştırmacısı Fransız
Antoine Faivre
Antoine Faivre
'ye göre bu geleneğin altı belirleyici niteliği vardır: ● Uyuşum: Genelde makrokozmos ve mikrokozmos kavrayışında ya da Hermetiklerin "aşağıda olan yukarıda olan gibidir" sözünde karşımıza çıkan, evrende paylaşılan bağlar olduğu inancı ● Canlı Doğa: Doğanın bütünüyle bilinçli bir düzenin bir parçası olduğu, her şeyin bir yaşam gücünü paylaştığı düşüncesi ● İmgeleme ve Aracılık: Ritüellerin, simgesel şekillerin ve aracı cinlerin farklı dünyalar ve gerçeklik düzeyleri arasında bağlantı kurabileceği düşüncesi ● Dönüşüm Deneyimi: Ezoterik pratiklerin bireyi dönüştüreceği, onda aslen ruhsal bir dönüşüme yol açacağı düşüncesi ● Uyuşturma Pratiği: Bütün dinlerin, inançların, vs. tek bir esas ilkeden kaynaklandığı, bu ilkeyi anlamanın farklı inanç sistemlerini birbirine daha yakınlaştıracağı düşüncesi ● İletim: Okült bilgilerin üstattan ehil olanlara, genelde bir inisiyasyon süreci yoluyla öğretilmesi
Sihirli İksirler
Özellikle cadılık, sihirli iksirlerle özdeşleştirilir kazanını karıştıran cadı imgesi dünyanın her yerinde bilinir. İksirler çeşitlidir: Philtre ya da aşk iksirleri de vardır, zehirler veya hayatı uzatan ilaçlar da. Bu iksirlerin içindekiler, özellikle şifalı otlar genellikle simgesel malzemelerdir ama en tuhaflarından biri insan kemiği olmak üzere pek çok farklı malzemeden iksir yapılabilir.
el falı
Şiromansi ya da el falı, kişinin geleceğini veya kişiliğini avcundaki çizgileri okumak suretiyle tahmin etme sanatıdır. Hindistan kökenli olduğu düşünülen uygulama Asya'ya yayıldı, eski Yunanlar tarafından da biliniyordu (Büyük İskender'in generallerinin el falına bakmaya çok meraklı olduğu söylenir). Şiromansi mikrokozmos-makro- kozmos ilkesini temel almakla birlikte her insanın elinin benzersizliğinin bir nedeni olması gerektiği inancına dayanır. Büyüde olduğu gibi el falında da el şekilleri dört elemente göre yorumlanır. Bunun yanı sıra, avuç içindeki bölgelerin çeşitli Yunan tanrı ve tanrıçalarını temsil ettiği düşünülür. Avuç içindeki çizgilerin ise kalp, baş ve Güneş ve Merkür'le ilişkili olduğuna inanılır.
Reklam
18.YY / Gotik
On sekizinci yüzyılda karanlık ve gizemli şeylere duyulan yeni ilgi, Gotik mimarinin ve Ortaçağ düşüncesinin yeniden canlanmasıyla el ele ilerledi.
Ortaçağ'da Avrupa büyüye daha gelişmiş bir yaklaşımın doğumuna sahne oldu. Bu yaklaşım giderek daha incelikli bir hale gelen "Hıristiyan okültizm geleneğinin yanı sıra, eski Hermes, Kabala ve simyacılık geleneklerine -ve önceki yüzyıllarda büyük oranda kayıp olan Yunan filozoflann çalışmalarına dair bilgilere erişimin giderek artmasıyla ilişkiliydi.
İnsan Derisinden Yapılan Pantolonlar
İzlanda büyü ve büyücülüğünün ürkütücü örneklerinden biri, ölü bir adamın derisinden yapılan pantolonlardı. Üzerine işlenen mühürler sayesinde giyeni zengin edeceğine inanılan bu pantolonlar, on yedinci yüzyıl gibi yakın bir tarihe kadar kullanılıyordu.
İzlanda Destanları Kitabından
Grettir sagasında, kahramanın annesi oğlunu şöyle uyarır: "Büyüye karşı uyanık ol, kara büyüden güçlü pek az şey vardır."
261 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.