Olağanüstü Buluşlar

Frank Ashall

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Penisilin
Penisilin, hayvan hücreleriyle bakteri hücrelerini mükemmel şekilde ayırt etme özelliğine sahiptir. İnsanlar için zehirleyicili­ği yok denecek kadar azken, bakteriler için öldürücü olmasının ardında yatan da bu özelliğidir. insan hücrelerine dokunmayıp, yalnızca bakterilere saldırmasının nedeniyse şudur: Penisilin, bakterilerin yüzeylerini kaplayan ve onları hasarlara karşı ko­ruyan hücre duvarlarını oluşturmalarını engeller. İnsanların ve başka hayvanların hücrelerinde böyle bir hücre duvarı yoktur -bunlarda hasardan korunmak için yüzeylerini kaplayan başka yapılar vardır- dolayısıyla penisilin onlara etki etmez. Penisilin bakterileri doğrudan öldürmez, hücre duvarı oluşturmalarını engeller ve sonuçta bakteriler hasar gördükleri ve gerektiği gi­bi çoğalamadıkları için ölürler.
Sayfa 208Kitabı okudu
Röntgenin keşfine ilk tepkiler :D
Bu esrarengiz ışınım, kamuoyu ve basın tarafından büyük bir deh­şetle karşılandı ve yanlış anlaşıldı: Londra'da bir iç çamaşırı üreticisi X ışını geçirmeyen iç çamaşırları ürettiğini duyurdu; New Jersey'li bir politikacı X ışınlarının opera gözlüklerinde kullanılmasını engellemek amacıyla bir kanun tasarısı sundu; ayrıca X ışınlarının evlerin duvarlarından içeri süzülüp kişilerin mahremiyetine son vereceği gibi bir endişe uyandı. Bu korkular tamamen temelsizdi ve bilgisizlikten kaynaklanıyordu. Keşfi iz­leyen birkaç ay içinde New Hampshire'daki bir hastane bir ke­mik kırığını belirlemek için ilk defa X ışınlarını kullandığında, bu yeni ışınların yararları anlaşılmaya başlayacaktı. Başka bi­limsel buluşlarla karşılaştırıldığında, X ışınlarının toplum yara­rına uygulamaya konmasındaki hızın neredeyse eşi benzeri gö­rülmemiştir: Kuramsal bir araştırmanın meyvelerinin toplanma­sı genellikle çok daha uzun zaman gerektirir. X ışınları bilimde ve tıpta müthiş bir gelecek vaat ediyordu; Röntgen de bu büyük buluşundan ötürü 1901'de verilen ilk Nobel Fizik Ödülü'nün haklı sahibi oldu.
Reklam
Marie Curie, dünyanın gördüğü gerçekten büyük ilk bilim kadınıydı; ünlü çalışmasıyla yalnızca bir değil iki Nobel Ödülü birden alarak kadınlar adına bilime ön saflardan mükemmel bir giriş yaptı. Gelecekteki birçok bilim kadınına, erkek egemen bilim dünyasındaki engelleri aşmaları açısından esin kaynağı oldu.
Çiçek hastalığının AŞI ile gelen sonu..
ABD Başkanı Tho­mas Jefferson Britanyalı hekim Edward Jenner'a (1749-1823) bir mektup göndererek, kendisini çiçek aşısını keşfi dolayısıyla kutladı. "İnsanlığın en büyük üzüntü kaynaklarından birini, ıstıraplar takviminden silmiş bulunuyorsunuz. Ne mutlu size ki, insanlık sizin yaşamış olduğunuzu hiç­bir zaman unutmayacak; gelecek nesiller çiçek gibi korkunç bir hastalığın varlığını yalnızca tarih sayfalarından öğrenecekler." diye yazıyordu Jefferson. Başkan Jefferson'ın kehaneti iki yüz­yıl sonra gerçek oldu: 1977'de Dünya Sağlık Örgütü çiçeğin en sonunda yeryüzünden tamamen silindiğini açıkladı. Çiçek hastalığının ortadan kalkışı Dünya Sağlık Örgütü'nün, dünya hükümetlerinin ve dünyanın her köşesindeki sağlık emekçilerinin gösterdikleri muazzam çabaların sonucuydu. Her yeni vaka izlenmiş, bu yeni hastalarla teması ol­muş herkes aşılanmıştı; ta ki bilinen son kurbanla ilişkide olan herkes aşılanana kadar ... 1967'de tüm dünyada çiçek yüzünden iki milyon insan ölmüşken 1977'den beri aynı hastalığa bağlı olarak bildirilmiş hiçbir ölüm vakası bulunmuyor (Dünya Sağ­lık Örgütü'nün bu hastalığın kökünün kazındığını bildirmesin­den hemen sonra, kendi laboratuvarlarında kazayla çiçeğe ya­kalanan bazı bilim adamlarının ölümleri dışında). Bir dönem kural haline gelmiş çiçek aşısı artık yapılmıyor: Dünya çiçek hastalığını bir daha hiç görmeyecek.
Sayfa 161Kitabı okudu
Elektrik pili 1800 yılında İtalyan bilim adamı Alessandro Volta (1745- 1 827) tarafından, yine bir İtalyan olan Luigi Galvani'nin (1737- 1 798) daha önceki bir keşfine dayanarak icat edildi. Galvani fırtınalı ve şimşekli havalarda bir kurbağanın bacaklarına metal neşterle dokunulduğunda, hayvanın bacak kaslarının seğirdiğini görmüştü. Sakin havalarda bile kaslara aynı anda iki farklı metal parçası (örneğin bakır ve demir) dokundurulduğunda, art arda seğirmeler meydana geldiğini de gözlemledi. Bu seğirmeler Galvani'ye göre "hayvansal elektrik" denilen hayati bir güçten kaynaklanıyordu. Volta, Galvani'nin seğirmelerle ilgili yorumuna karşı çıkarak elektriğin kaynağının esrarengiz güçlerle ilgisi olmadığını, iki farklı metalin teması sonucu meydana geldiğini öne sürdü. Volta, basit bir tuz çözeltisi aracılığıyla bile olsa temas halindeki iki farklı metalin sürekli bir elektrik akımı oluşturabileceğini ispat etti.
Tübitak YayınlarıKitabı okudu
"Şans yalnızca ona hazır olana iltimas geçer."
(...)Maxwell 'in denklemleri görünür ışıktan daha düşük frekanslar da titreşen radyo dalgalarının varlığını öngörmenin yanı sıra, morötesi ışıktan daha yüksek frekanslara sahip elektromanyetik ışınımlar olması gerektiğini de göstermişti. 1895'te Alman bilim adamı Wilhelm Conrad Röntgen bütün dünyayı şaşırtan ve tıpta da büyük bir etki yaratan böyle bir yeni ışın türü belirledi. Röntgen ışınlarının, günümüzde daha çok bilinen adıyla X ışınlarının keşfi, bilimsel araştırmada şansın oynadığı önemli rolün kusursuz bir örneğidir. Bu olay, Pasteur 'ün "Şans yalnızca ona hazır olana iltimas geçer." sözünün de doğrulanışı gibidir; çünkü Röntgen 'den önce pek çok fizikçi X ışınlarıyla karşılaşmış, fakat bu ışınların önemini anlayamamıştır. Röntgen ise olağandışı bir şey fark etmiş, araştırmasını derinleştirmiş, sonunda yepyeni ve temel bir olguyla karşı karşıya olduğunu anlamıştı.
Tübitak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Karbon-14 yönteminin mantığı
Üç laboratuvarın sonuçlarının aynı çıkması dikkat çekiciydi: Torino kefeni MS 1260 ile 1390 yılları arasındaki bir tarihte yapılmıştı. Roma Katolik Kilisesi verileri kabul etti. Karbon-14'le tarihleme yöntemi sayesinde kefenin İsa ile hiçbir ilişkisi olama­yacağını biliyoruz. Torino Kefeni olayı, çağdaş bilimsel yöntemlerin arkeolojik
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.