Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Bize kalan ve bize düşen, Aziz Nesin'in ve onun gibi yazarların, bu memleketten kesitler anlattıkları hikayelerini okurken, düşünmemizi, sorgulamamızı, problemleri görmemizi ve çareler üretebilmemizi amaçlayarak sundukları eserlerine sahip çıkmak ve dersler çıkarmak. Bu eserde ölmüş eşeğin, dostu Eşekarısı'na Tahtalıköy'den yazmış olduğu yirmi üç mektup hikaye bulunuyor. Aziz Nesin sadece nüfus sayımı, seçimler, vergi ödeme zamanı, askerlik gibi yurttaşlık görevleri dolayısıyla insan sayılmanın verdiği rahatsızlıkla kendini eşek gibi hissetse de, hikâyelerindeki, eleştirilerindeki sivri dili ile birçok kişinin canını eşekarısı gibi yakmış olsa da benim nazarımda, bu ülkenin en kıymetli yazarı, en güzel insanlarından bir tanesidir.
Peyami Safa "Ölmüş Eşek" eserini okuduktan sonra, 1957 yılında, Milliyet'te şöyle bir yazı yazıyor: "Aziz Nesin bugünkü Türk hiciv edebiyatının en büyük ustasıdır. Eserlerine gülüp geçmek değil, güldükten sonra her sahnenin taşıdığı trajik manalar üzerinde düşünceye dalmak lazımdır. Çünkü O'nun müşahede ve tasvirlerinde mübalağa çok, fakat yalan yoktur."
İyi okumalar...