Sayfa Sayısına Göre Ölüm Son Değil Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Ölüm Son Değil sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Ölüm Son Değil kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evet...
An gelip çattığında, göğün gürlemesini yüreğinde hisseder kişi. Ve dehşetle farkeder, hep dağların ardına düşen yıldırımın bu sefer oraya düşmediğini.
Evet...
An gelip çattığında, göğün gürlemesini yüreğinde hisseder kişi.
Ve dehşetle farkeder, hep dağların ardına
düşen yıldırımın bu kez oraya düşmediğini.
Yaman bir vurgundur bu.
Öyle ki, bütün tecrübeler dile gelse anlatmaya güçleri yetmez...
Bir sarsıntı tutar, ardından iliğe vuran bir soğukluk yayılır.
Ansızın gündüz geceye döner, karanlık basar.
Gökle yer arasında ne varsa rengini yitirir.
Hayra alamet olmayan bir sessizliğe gömülür mekan.
Hemen ardından teslimiyet bütün kasvetiyle çöker ve
çaresizliğin genzi yakan kokusu alır her yanı.
İşte o anda umut boğazda düğümlenir...
...
An gelip çattığında, göğün gürlemesini yüreğinde hisseder kişi.
Ve dehşetle farkeder, hep dağların ardına düşen yıldırımın bu kez oraya düşmediğini...
Yaman bir vurgundur bu.
Hangi ihtiyaç beni gerektirdi de, o yüzden varım ?
Nedeni olmayan bir sonuçsam eğer, bu ne kadar anlamlı ?
Anlamlı değilse, nedir hayat fırsatının bedeli ?
Kim zorladı beni hayata gelmeye ?
Kim ikna etti beni, ölümün sözleşmesini hayata gelirken yapmaya ?
Bu gök, bu yer...
Nedir göğün üstüme çökmesini engelleyen ?
Yer niye savurmaz üstündeki beni ?
Kandil gibi asılı duran yıldızları kim asar oraya hergece ?
Hava, su, ateş, toprak kime borçlu varlığını ?
Düzen, denge nereden alır ölçüsünü ?
Ben...
Duyan, gören, bilen bir “ben”im.
Aklım, iradem, duygularım, eylemlerim var.
Bir birey olarak, bana ait benliğimle tek ve yalnızım.
Bilmeden, istemeden, evrendeki bu döngünün içinde buldum kendimi !