yakışmaz mı, yakışır,
ruhu da , tuttuğu yol gibi
yakışıklı olana,
yollarda ölüvermek!
bir gün, yine tam böyle,
'tempolu' yürürken yolda
yahut ip üzerinde,
yine kitap okuya okuya,
yine konuşa konuşa, arada,
taşlarla, ağaçlarla,
telgraf direkleriyle..
bir an kendi sırtından iniip
ölümün sırtına binivermek,
at değiştirir gibi öyle,
yol ortasında
ve her ey akarken,
dönerken geldiği yere..
valla, yakışır mı, yakışır,
niye olmasın, niye
ölümü de, tiyatro kostümü gibi
kendi üstüne , kendi içine
yakıştırmasını bilene!