Öğrenimine, küçük yaşta ailesiyle birlikte göç ettiği İzmir’de başladı. İzmir Namık Kemal Lisesini birinci sınıfta terk etti. İşsizlik, alkol, öfke ile geçen yıllar sinir sistemini bozdu. Bir ara evlenip bir çocuk sahibi de olduysa da, söz konusu nedenlerle, eşi onu boşamak zorunda kaldı. Hayatının son dönemlerinde Ege Üniversitesi Psikiyatri Kliniğinde tedavi gördü.
İlk şiirleri, İzmir Namık Kemal Lisesinin yayın organı olan Genç Kalemler’de yayımlandı. Diğer şiirleri Ege Ekspres gazetesinin “Gençlerle Baş Başa” sayfası ile Dost, Soyut ve Yordam dergilerinde yayımlanarak ilgi gördü. Şiilerinde toplumcu gerçekçiliğin etkisinde kalmakla birlikte arayışlarını sürdürdü. Ataol Behramoğlu’nun şiirlerine ilgi duyduğu, yakın arkadaşlarının Ahmet Bahçevan, Hüseyin Peker, Sevgi Güven ve Cavit Kürnek olduğu belirtildi. Öykücü Sevgi Özcan, onun için “68 kuşağının şanlı süvarisi” nitelemesini yaptı. Şiirleri 2000 yılında dostlarının yardımıyla Ahmet Günbaş tarafından, hakkında toplanabilen bilgilerle birlikte, Ölüme Direnen Şiirler adıyla kitaplaştırıldı.
“Tıpkı şiirinde belirttiği gibi, yaşamı ‘kısa bir şölen’ örneği 28 yaşında ani bir kanamayla noktaladı.” (Ahmet Günbaş)
“Ender Sarıyatı’nın şiiri her şeyden önce sıcak bir şiirdir. Tam olmuş, bitmiş, olgunlaşmış saymasam da, şiirinin fışkırdığı alan bana hep yürek çarpıntısını hatırlatır. Hani sıcak bir ses; gözleri bağlı, ifade verirken, çok sevmediği kişiyi alttan alır gibi konuşan, ötüşen yürek yangını bir ses, bir içli anlatım. Nâzım’ın duvarına, Ataol’un uzayıp giden hüznüne yaslanmış bir ses.”