Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Öncü Şahsiyetler

Koray Şerbetçi

Öncü Şahsiyetler Sözleri ve Alıntıları

Öncü Şahsiyetler sözleri ve alıntılarını, Öncü Şahsiyetler kitap alıntılarını, Öncü Şahsiyetler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çar Nikola tüm hamlelerine karşın Şeyh Şamil'i sarsamadığını anlayınca bu kez doğrudan ona bir teklif götürmeye karar verdi. Çar, Şeyh Şamil'e eğer Kafkasya'daki Müslümanları tek bayrak altında toplama sevdasından vazgeçerse kendisine en büyük makamların, rütbelerin verileceğini, başına krallık tacı giydirileceğini, Çarlık hazinelerinin ayakları altına serileceğini söyleyerek Şamil'i sarayına davet etti. Bu teklifi alan Şeyh Şamil Çar'a derhâl yanıt verdi. Büyük Müslüman lider cevabında şöyle diyordu: “Ben, Kafkas Müslümanlarının hürriyetlerine kavuşması için silaha sarılan gazilerin en aşağısı Şamil, Allah Teâlâ'nın himayesini, Çar'ın efendiliğine feda etmemeye yemin eden, özü sözü doğru bir Müslümanım. Çar ile görüşmek üzere, beni hâlâ Tiflis'e çağırıp duruyorsunuz. Davete icabet etmeyeceğimi bildiriyorum. Bu yüzden fani vücudumun parça parça kıyılacağını ve hayatımı verdiğim şu vatan topraklarında taş üstünde taş bırakılmayacağını bilsem kararımı asla değiştirmeyeceğim. Savaşacağım. Cevabım bundan ibarettir. Nikola ve köleleri böyle bilsin.”
Sayfa 18 - Şeyh Şamil
Irkçılığın Neticesi: Emperyalizm
Fransızların Cezayir'i işgal etme girişimini anlamak için Fransız aklına bakmak gerekir. Bu tespiti yaparken daha objektif olmak adına da bir Fransız düşünüre başvurmakta fayda vardır. Bu konuda fikirlerine başvuracağımız Fransız düşünür Alfred Fouille'dur. Kendisi kendi milletinin düşünce yapısının âdeta tomografisini çekercesine şu
Sayfa 62
Reklam
Tarihle çok haşir neşir olmayanlar için Hindistan coğrafyası bir muammadır. Genel kanaat Hindistan'ın Hindu ve Budist dinlerine mensup garip inançlara sahip bir insan kalabalığı olduğudur. Biraz daha okumuşlar Mahatma Gandi'ye kadar gider orada kalırlar. Bu bakış açısından bakanlara Hindistan'daki İslam kültür birikiminden, Hindistan'da yaşamış İslam âlimlerinden ve kalabalık Müslüman nüfustan bahsedildiğinde bunlara bir anlam vermekte zorlanırlar. Ama tarihin hikâyesine kulak verdiğimizde Hindistan'ın aynı zamanda sağlam bir Müslüman ülke olduğu görülmektedir. Öyle ki günümüzde Hindistan, dünyanın en kalabalık ikinci Müslüman nüfusuna sahip bir memlekettir.
Sayfa 31
İngilizler, bir avuç askerle bu koca coğrafyayı (Hindistan) idare etmek için pratik bir yol bulmuşlardı. Müslüman-Türk idaresinin tam aksi bir tutumla, Hindistan'da ne kadar farklılık varsa birbirlerine düşman edecekler, böylece hakem kisvesi altında sömürge idaresini meşru kılacaklardı. Öyle de yaptılar.
Sayfa 91
Takvimler 15 Kasım 1884'ü gösterdiğinde Avrupa'nın en önemli şehirlerinden birisi olan Berlin'de Alman Başbakanı Otto Von Bismarck'ın öncülüğünde bir konferans toplandı. 1885 tarihine kadar sürecek olan bu konferansa Avrupa'nın sömürgecilik iştahı bir türlü doymak bilmeyen farklı devletlerinin temsilcileri katılmıştı. Berlin'de bir masanın etrafına toplanan bu emperyal güçlerin temsilcilerinin ana konusu Afrika idi. Berlin Konferansı'nda temsil edilen devletler Afrika'nın geleceği için kanlı bir plan hazırlamaya koyulmuşlardı. Artık sömürge uğruna birbirleriyle çekişmeyecekler, Afrika'yı aralarında bölüşeceklerdi. Zira ışıltılı uygarlıklarını sürdürmek için Afrika insanının emeğine ve ülkelerinin zenginliğine el koymaları gerekiyordu. Bu kanlı planı yine kendilerine uygun biçimde süslü kelimelerle kamufle etmeye koyuldular. Sömürge alanları “Serbest Ticaret Bölgesi" kavramıyla yaldızlanıyor; kanlı Batı egemenliği “hızla zirveye ulaşan ve belirli bir aşamaya erişen bir medeniyet” olarak sunuluyordu.
Sayfa 45
"Sait Halim Paşa'ya göre Osmanlı toplumunun içinde bulunduğu tüm bunalım Batı medeniyetini tahlil etmeden hazır bir biçimde aktarılmasından ileri gelmektedir. Yine ona göre Batı ile Müslüman Türk toplumunun ortak noktaları düşünüldüğünden daha azdır. Paş'aya göre her milletin kendisine özgü bir sosyal dokusu vardır ve diğer bir toplumu taklit etmekse oldukça tehlikelidir. Bu sebeple bir toplumun kurumları asla diğer topluma ihraç edilemez. Başka bir ülkeden ithal de edilemez. Osmanlı aydınlarının Batı'nın kurumlarını taklit etme ile ilgili sosyal ve politik reçeteleri sosyolojiye uymamaktadır. Bunun için düz mantık yoluyla Batılılaşma fikri toplumumuz için en kötü şeydir ve kendi medeniyetimizi inkar etmek demektir. Medeniyetimize inkar isen milliyetimizi ortadan kaldırır zira milliyet ile medeniyet aynı şeydir."
Sayfa 80
Reklam
Muhammed b. Ali Senusî
Trablusgarp'ta Osmanlı valisi Ali asker Paşa Muhammed b. Ali Senusî'nin mücadeleci tavrını görünce kendisine yakın ilgi gösterdi ve Bingazi ile Derne arasındaki bölgede zaviye inşa etmesine izin verdi. Artık onun kurduğu ve kuracağı zaviyeler hem ilim ve irfan yayacak hem de Müslümanların sömürgeciliğe karşı bilinçlenmesine vesile olacak merkezler haline gelecekti. Zaviyelerin özellikle hac güzergâhları ve ticaret kervanlarının yolu üzerinde kurulmasına dikkat eden Muhammed bin Ali, Büyük Sahra bölgesinde göçebe topluluklar üzerinde geniş çapta etki uyandırdı. Kurulan her yeni zaviye öncelikle bir eğitim merkezi, tüccarlar için bir konaklama yeri, bir ibadet mahalli ve etrafında zirai faaliyetin yapıldığı bir mekân şeklinde tasarlanıyordu. Zaviyelerde örnek bir İslami hayatın nasıl yaşanacağı halka öğretiliyordu. Onun bu hareketinin özünde sömürgeciliğe karşı çıkabilmek için Müslümanların manen ve maddeten sağlam olması fikrinin öne alındığı açıkça okunabilmekteydi.
Sayfa 41
Tipik İngiliz müstemleke idaresi...
İngiltere'nin Hindistan'da kurduğu sömürge düzeninin işleyişinde ön planda Hindu bir prens, perde arkasında ise İngiliz lortlar vardı. Asırlarca bu ülkeyi yöneten Müslümanlar ise azınlık durumuna düşmüşlerdi. Müslümanlara bu sistemin kapıları da kapanmıştı.
Sayfa 37
Şeyh Şamil
Tarih 1797 senesini gösterdiğinde Dağıstan'ın Gimri köyünde bir çocuk dünyaya geldi. Babası Avarlardan Muhammed, annesi Avar beylerinden Pir Budak'ın kızı Bahu Mesedu, çocuklarına dedesi Ali'nin adını verdiler. Ama bir tuhaflık vardı. Çünkü Ali sürekli hastaydı. Çevresi çocuğun sıhhat bulması için adının değiştirilmesini teklif ettiler ve bir de bu yol denendi. Bu geleneksel inancın etkisiyle ailesi Ali'nin adını Şamil (Şâmüil, Şemüil) olarak değiştirdi. Gerçekten de kısa bir süre sonra Şamil sağlığına kavuştu.
Sayfa 16
Şeyh Ahmed Senusinin Milli Mücadele İçin İfadeleri
Ey Anadolu'nun Kahraman İslam mücahitleri. Her tarafınız düşman sarmışken hiçbir şeyden yılmayarak gaza meydanlarına can veriyor, İslamı müdafaa ediyorsunuz. Bu ne büyük şereftir. Siz yalnız değilsiniz. Yüzlerce milyon müslüman gözlerini size dikmiştir. Fetih ve zafer yakındır. Aman kardeşlerim! Sabır ve sebatla devam ediniz, sakın aranıza ihtilaf düşmesin.
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.