Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Onuncu Köy

Fakir Baykurt

En Eski Onuncu Köy Gönderileri

En Eski Onuncu Köy kitaplarını, en eski Onuncu Köy sözleri ve alıntılarını, en eski Onuncu Köy yazarlarını, en eski Onuncu Köy yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şuna bak! Kağıda saracak, paket yapacak. Hey gidi okumuşluk! Hey gidi Züra hanım! Ben senin en tatlı yerini öpeyim...
Öğretmen Demek...
Öğretmen ne demek, ben biliyorum. Öğretmen demek, lamba demek. Öğretmenler Türkiye'nin güneşi. Maarifsiz bir millet payidar olamaz...
Reklam
"bir topal kuş gibi...orda...dağın başında!..."
Hayatımızı karartan yasaklar
Elini yüreğine bastırdı . Nasıl bir hüzün kaplamış memleketin üstünü! Çıkarlarına uygun yasaklarla insanların elini kolunu nasıl bağlamışlar!
Güçlenip Kendi Ellerimizle...
. Eğitmen güldü. “Buğdayın yanında karamuk da sulanır; gözünü seveyim. Götüreyim, çocuklar bayram etsin! Nasıl olsa hükümetin bizim aylıkları göreceği yok! Ama yukardaki görüyor! Çankaya’da, Cumhurbaşkanı köşkünün yanındaki okulda çalışan sınıf öğretmenlerinden neyimiz eksik? Yarışa girsek, kazanacağımıza güvenim var. Çocuk okutmada, çile çekmede, her hususta!... Ama karnımızın doyurulmasına gelince, bir karakol onbaşısı kadar kadromuz yok...” “Çok konuştun!” dedi Öğretmen [eğitmene] Patatesleri bir tabağa doldurup masaya getirdi. Çökelek, pekmez çıkardı. “Haydi gel... Üzülmeyi bırak, tıkınmaya bak! Bir gün eğitim işlerine gereken ilgi gösterilir. Olacak bu. Güçlenip kendi ellerimizle yapacağız. Önce, toplumun geleceğini kuranlar canlanacak. Çalışmak için aşk duyar hale gelecekler. Uzatmalı onbaşılar karşısında kendilerini küçük görmekten, ezilip büzülmekten kurtulacaklar. Soy patatesleri!...” (Sf.31-32) .
Sayfa 32 - Literatür YayınlarıKitabı okudu
“Böyle Ders Mi Olurmuş?”
. Duranâ’nın oğlu İbrahim, anasına dedi ki: “Anaa!... Öğretmen bugün bize ceviz dağıttı...” Gök Sultan, “Yazıyı iyi bildiyseniz ondandır!” dedi. “Yok gıı; Yazı dersinde değil, Tarım-İş dersinde! Şarlak’taki bahçelere gidiyorduk. “Şarlak’taki bahçelerde ders mi olurmuş?” “Tarım-İş dersi... Ağaçlardan kese topluyoruz...” “Ne yapıyorsunuz toplayıp?” “Yakıyoruz! Kesenin birinde bin kurt var...” “Bunun neresi dersmiş? Kitapsız kalemsiz...” “Kitapları okulda bırakıyoruz!” “Çok iyi!” dedi Gök Sultan. “Millet işin kolayını bulmuş! Kitaptan bir şey okutup ezberleteceğine, ‘Haydin çocuklar cimnastik!... Haydi çocuklar Tarım-İş!...’ Kandırmak için ikişer de ceviz veriyor; tamam!” “Kandırmak için değil gıı!” dedi İbrahim. “Her zaman dağıtmıyor ki!” “Düşünde babasını görmüştür öyleyse?” .
Sayfa 45 - Literatür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İtibar
. “Duranâ ellerinin sularını silke silke geldi. [İlk karısı olan karısına] “Ulan ihtiyar, peşkir versene!” diye bağırdı. [İkinci karısı olan] Gök Sultan, İhtiyardan önce davranıp peşkir verdi. Duranâ, “Yanında eski itibarımız kalmadı heral!” dedi İhtiyar’a. İhtiyar güldü. “İtibarı peşkirle mi ölçeceksin?” .
Sayfa 46 - Literatür Yayınları, 9. BaskıKitabı okudu
Kitapsız Kalemsiz Ders
. “Oturup bunlara gözel gözel ders belleteceği yerde [Tarım-İş dersinde] bahçelerdeki ağaçlardan kurt toplatıyormuş.” EK: #88733132 (Sf.45)
Sayfa 47 - Literatür YayınlarıKitabı okudu
“Köyde Din İşleri Yolunda Gidiyordu”
. Damalı’da Cuma namazları, hele kışları, bayram namazları gibi kalabalık olur. Yüz evden adam gelir. Komşu köylerden gelen olur. Köyde din işleri yolunda gidiyordu. Müslümanların haftada bir toplanıp öğüt dinlemesi kuralını Damalı kadar yerine getiren köy az bulunurdu. .
Sayfa 26 - Literatür Yayınları, 9. BaskıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.