Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Tarihinin Maddesi Cilt:1

Hikmet Kıvılcımlı

Osmanlı Tarihinin Maddesi Cilt:1 Sözleri ve Alıntıları

Osmanlı Tarihinin Maddesi Cilt:1 sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Tarihinin Maddesi Cilt:1 kitap alıntılarını, Osmanlı Tarihinin Maddesi Cilt:1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı artığı ülkemizde, hala, sağlı-sollu "Büyük adam" taslaklarının içyüzlerini bir matah gibi pes perde saklayıp, "yanına yanaşılmaz" ancak çağrılırsa "ayağına yüz sürülür" olmak çalımları, hep o Halk düşmanı Bizans soysuzlaşmasının "Hacıağa Asaleti" kılığında keramet taslamalarından kalmadır. Ve Türkiye'de hiçbir konunun, hiç kimsece, hiç kimseyle insancıl biçimde konuşulup tartışılmaz oluşu, o Bizans-Osmanlı derebeyi iğrençliğinin virüs gibi ruhlara sinmiş, vicdanlarda kaşar bağlamış olmasından ileri gelir. Birşey sanırlar kendilerini. Daha doğrusu bir şey sandırmak isterler kendilerini. Bizans değil, Etiler çağında yaşatılan "halk" adlı yığını, "Sürü Çobanı" metodundan başka türlü gütmenin olamayacağına inanırlar. Hepsi, hepsi ve hepsi: o insanı aşağılaştırarak paramparça yem eden pis kuruntunun esrarkeşliği ile Hu! Çeke çeke, en maskara "Tarikat Ulusu" kesilmenin iğrenç bayıltısı içine manda gibi gömülürler.
osmanlı ve materyalizm
Osmanlı toplumu alabildiğine İdealist-Materyalist bir yapı taşır. Bütün ideolojisi: DİN çerçevesi içinde geçer, İslam dini ise iliklerine dek DÜNYA problemini ele alır. Dünyanın MADDE gerçekliği üzerinde hiç hayale kapılmaz. Hiç değilse ilk Tarihçil Devrimci çağlarında: Toplum maddesinin Toprak ekonomisi üzerine dayandığını bir an unutmaz.
Sayfa 143 - derlenişKitabı okudu
Reklam
Osmanlı “Devlet Sınıfları” dört bölümde toplanırlar: 1- İlmiye (Bilimciller): Din (Şeriat-Fıkıh) ve Hukuk adamları. 2- Seyfiye (Kılıççıllar): Savaş adamları. 3- Mülkiye (Mülkçiller): Siyasi düzen adamları. 4- Kalemiye (Kalemciller): Ekonomik düzen adamları.
Sayfa 106 - derlenişKitabı okudu
İKİ OSMANLI DEVLETİ: YAZISIZ ve YAZILI KANUNLAR Osmanlı Devleti, tekrardan yılmayalım, bir değil ikidir: 1- Birincisi: Timurlenk Tarihçil Devrimine dek uzanan ilk “Tavâif-i mülûk” (feodal) karakterli Osmanlı Devletidir. Onun Devlet örgütü üzerine çok az belge biliyoruz. Çünkü o ilk Devlet “yazılı” olmaktan hayli uzaktır. Lîs’gilden Tevkıy’î Mustafa oğlu Mehmet’in dediği gibi, Fatih’ten önce “Kavaniyn’i mazbuta Defter olunmayıp” ağızdan kulağa geçer, gelişigüzel uygulanırdı. Burada o Birinci Osmanlı Devleti’nin yapısına ancak bir sızıntı oldukça değmeye [değinmeye] çalışacağız. 2- İkinci Osmanlı Devleti, Fatih’in “Defter oldurduğu”, yazılı kanun çıkardığı İmparatorluk devletidir. Burada, her Devlet sözü geçtikçe, o Osmanlı İmparatorluğu, yani Osmanlı Devletinin, kurulduktan en az 150 yıl sonraki, çok değişik durumu gözönüne gelmelidir. Bir avuç Göçebe’nin muazzam Bizans yığınlarına yaptığı aşı ve getirdiği Dirlik Düzeni de 150 yaşına varmıştır; İbni Haldun’un kuralınca çoktan bir ölüm geçirmiştir; sonra Fatih’le yeni bir çığıra girmiştir. Devlet sınıfları ve Memleket nüfusları orada durulup ayrılır.
Sayfa 98 - derlenişKitabı okudu
Yiğitlik, İskender pozu takınmakta değildi...
Sayfa 56 - derlenişKitabı okudu
yarı sömürgenin tarihsel gelişim süreci
Kapitalizmle karşılaşan Türkiye’ye dönerdi. Kapitalizmle karşılaşan Kastlar bir ülkeyi açık SÖMÜRGE yapardı: Hindistan gibi. Henüz Kastlaşmaya vakit bulamamış olan Devlet Sınıfları, Kapitalizme çatınca, ülkeyi üstü kapalı YARI-SÖMÜRGE’ye çevirdi.
Sayfa 103 - derlenişKitabı okudu
Reklam
Osmanlı Devlet örgütü, bugünkü Devletle kıyaslanamayacak kertede basit ve ucuz devlet tipidir. Ayrıca, gene modern Devletle kıyaslanamayacak kertede, söz yerinde ise, Demokratik Santralizm prensibine göre işlemektedir. Bir bakıma Santralizm, bir tek kişinin, Padişahın mutlak buyurusu altındadır. Öte yanda, o tek kişi çevresinde kümelenen Devlet bölümleri, inanılmaz ölçüde Desantralize (adem’i merkeziyetçi) ve Otonom (muhtar) biçimlerde işlerler. Bütünlüğü ve merkeziyeti Padişah adlı tek kişi temsil eder. Ama, Padişah’ın, sanki bir değil iki devleti vardır: l- Merkez Devleti (Payitaht); 2- Taşra Devleti (Memleket).
Sayfa 123 - derlenişKitabı okudu
Osmanlı, Tefeci-Bezirgân kördüğümlü derebeyleşmenin: toprak gibi insanı da nasıl çürüttüğünü biliyor, görüyor ve bundan öç alırca davranıyordu. Ancak, modern bilginlerden çok önce, İlkel Sosyalizm içgüdüsü ile, insan çürümesini fatal (mukadder ve meş’um) [yazgısal ve uğursuz, kötü] bir kaçınılmazlık saymıyordu.
Sayfa 57 - derlenişKitabı okudu
Tasarruf Sahipleri Nüfusu
Bildiğimiz gibi, Osmanlılığın Sulhen aldığı topraklar yok denecek kertede azdır. Arada bir evlenme yolu ile ele geçen yerler bile, çok geçmez, kanlı bıçaklı çözümlere bağlanır. Yani ANVETEN (Zorla, Savaş yolu ile) alınmış yere döner. “Anveten” (Savaşla, Zorla) elde edilen topraklardaki nüfus yalnız Tasarruf (toprağı işleyip yararlanma) hakkına sahiptirler. Bu insanların toprakları “ARAZÎ’İ MİRÎYYE”, “ARAZÎ’İ MEMLEKET”, “ARAZÎ’İ HÛZ” adlarını taşır. Zorla alınmış topraklara Şeriatça “GANİMET” denir. Müslümanlıkta “ganimet”in beşte biri “Beytülmâl”e (Kamuya) alınır. Geri kalanı “Gaziler” arasında üleştirilip mülk edilir. Topraksa Öşür adlı vergiye bağlanır. Ama, “Gaziler”in sayıca azlığı, sık sık ve kolayca öldükleri göz önüne getirilirse, zorla alınmış topraklardan en çoğunun “Beytülmâl”e geçeceği kendiliğinden anlaşılır. Olaylar da bunu gösterir. Osmanlı topraklarının büyük çoğunluğu Mirî Arazi olur. Mirî topraklar üzerinde bütün genişliği ile Reaya (güdülenler) Çiftçi gibi çalışırlar. Bu Çiftçi adlı insanlar, gerçekten de bir çeşit “Devlet nüfusu” sayılabilirler. Çünkü geçimleri, Devletin sıkı kontrolü altında bulunan ve “Rakabesi” (Mülkiyeti) “Beytülmâl”e (Müslümanların ortak mal evine) giren topraklar üzerinde sağlanır.
Sayfa 115 - derlenişKitabı okudu
Tefeci Bezirgan Sermayenin (din tüccarlarının), Vatanı, dini, imanı gibi, izanı da vurgundur...
86 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.