Yalnızlığın ne kadar esaslı ve zincirlerinin ne kadar ağır olduğunu anladıktan sonra, ortak düşünceler ifade eden bir ses çıkararak duvarı tıkırdatan bir komşunun varlığını keşfeden mahpusun duyduğu sevinci duyuyordu. Ummadığı yerde bir dert ortağı bulmuştu. Ama çok geçmeden gene acı düşüncelere daldı ve kendi kendisine, adeta bir mahpus gibi dert ortağı olan bir kimsenin zincilerini ne hafifleteceğini ne de geleceğini aydınlatabileceğini söyledi.
Kalbin de kendine göre hafızası vardır. En mühim hadiseleri, hatırlamaktan aciz olan bir kadın, bakarsınız ki hisleriyle ilgisi olan vakaları, ölüp gidinceye kadar unutmaz.
Gerçekten, bazen bir el hareketi bütün bir faciayı geliştirir, bir sözün söyleniş tarzı bütün bir hayatı parçalar, bir bakıştaki kayıtsızlık en mutlu aşkı öldürür.