En Eski Oyuna Var mısın? Sözleri ve Alıntıları
En Eski Oyuna Var mısın? sözleri ve alıntılarını, en eski Oyuna Var mısın? kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat soluk aldığımız anlarla değil, nefesimizi kesen anlarla ölçülür.
Birden içime giriyor.
Bu muhteşem
Sonra bir kez daha çıkıp tekrar giriyor...
Bu daha da muhteşem...
Sonra bir kez daha
Ve yine
İçime sanki kazık çakıyor. Ve ben onun için çıldırıyorum..
Hareketlerinin devinimi beni banyoda tüy gibi hafifletiyor. Su soğumaya başlarken ben kendimi ocakta fokurdayan çaydanlık gibi hissediyorum.
Kollarını vücudumun her iki yanından masaya uzatarak üzerime abanıp beni kapana kıstırıyor.Vücudunu bedenime dayayıp aramızdaki şahsa özel boşluğu kapatmasıyla gidecek bir yerim kalmıyor ve yalnızca iki seçeneğim kalıyor masaya yaslanmak ya da geriye yatmak. Bakışları içime işliyor gözleriyle ruhumu arıyor hiçbir surette onunla göz teması kurmamam gerektiğinin farkındayım çünkü gözlerinin içine bir kez bakarsam anında en mahrem yerime gireceğini biliyorum. Artık nabzımı tutmasına gerek yok bedenimin titrediğini hissedebiliyordum..
Bu gece artık kaçıncı kezdir bilmem nefesimin ritmi bozuluyor.
Dokunuşu bedenimi harekete geçiriyor ve vulvam şişip beklenti ile ıslanmaya başlıyor.
Bu his karşısında inlemeden duramıyorum.Ah demek cevabın evet diye fısıldıyor kulağıma bir yandan kulak mememi ısırırken..
Usulca konuşuyordu ama sesi talepkar ve acımasızdı.
Bacaklarımı ve kalçalarımı saran kaslarını da heyecandan kabaran erkekliğini de hissedebiliyordum.
Aman Tanrım Ben de tahrik olmuştum. Bunu yapmayı nasıl başarıyordu?
Onun sarılışı altında eriyorum kasıklarımdaki sıcak ve zonklayan ağrı beni nefessiz ve iffetsiz bırakıyor.
Çok güzel ama nasıl da karşı koyuyor... diye kendi kendine söylüyor gibi konuşuyor ve beni kucağına oturtup bir süre çenemi ve yanaklarımı avuçlarının içine alıp tutuyor.
Kasıklarıma değen erkekliğinin kabardığını hissediyorum. Ben bir sonraki hamlesini beklerken derinden iç çekiyor.........
Sonra dışarı çıkardığım penisini özlemle avuçlarımın İçine alıp okşuyorum parmaklarım hayalarına masaj yapmak için ölüyor.
Dokunuşumla inliyor.
Yıllar sonra bile böyle olmasından hoşlanıyorsun öyle mi? diye soruyorum.
Bazı şeyler asla değişmez diyor...
Dizlerimin üzerine çökerek hayalarını okşamaya devam ediyorum penisini dibinden tutarken dilimi ucuna bir dokundurup bir çekmemle ucundan kaygan ve tuzlu mayi akmaya başlıyor ve ben duruyorum.
Şu ana kadar saçlarımı okşuyordu ama şimdi başımı iki eliyle sıkıca tutuyor. Denge sağlamak için mi? Arzuları kabardığından mı?