Uzun zamandır okumak isteyip bir türlü elimin gitmediği bir kitaptı. Sonunda okuyabildim açıkçası okumasam da bir şey kaybetmezmişim. Kötü değildi ama iyi de sayılmazdı. İlk olarak anlatım tarzından hoşlanmadım. Bu tarz anlatımı olan kitaplar beni yoruyor. Duyguların ikinci plana atılıp sadece cinselliğin bilimsel ve psikolojik olarak işlendiği kitapları okumayı seviyorsanız deneyin ben sevdiğim halde azıcık zayıf kaldı fakat oldukça heyecanlı bir yerde bitti o yüzden ikinci kitaba da şans vereceğim.
Alexandra otuzlu yaşlarının sonunda, evli, çocuklu ve kariyerinin zirvesinde bir psikologtur. Seminer için şehir dışına çıktığında eski sevgilisi Doktor Quinn ile görüşür. Jeremy Quinn'den hala etkilenen bedeni adamın teklifi karşısında çaresiz kalmasına neden olur. Jeremy oldukça ikna edicidir. Alexandra'dan sadece bir hafta sonu ister fakat kadının tüm duygularının hakimi olmalıdır. Alexandra bütün haftasonu hiçbir şey görmeyecek, soru sormayacak, kendini Jeremy'e teslim edecektir. Bilimsel bir araştırma yapan Jeremy, Alexandra'yı çok iyi tanımaktadır ve kadının bu araştırmaya gönüllü destek vermek isteyeceğinden emindir. İkisi içinde deneysel olarak başlayan cinsel haz oyunu bir süre sonra karmaşıklaşacaktır.
"Bana karşı koymayacak mısın?"
"Bana bak Alexandra." Gözlerinin içine bakıyorum.
"Kırk sekiz saat boyunca hiçbir şey görmemeye hazır mısın?"
"Evet," diyorum usulca.
