Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özgürlüğün İslami Yolu

Mustafa Akyol

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Bu, toplumun devlet tarafından kontrol edildiği, devletin ise ordunun hâkimiyetinde olduğu ceberrut bir modernleşmeydi."
Sayfa 235 - pdfKitabı okudu
"Peygamberin vefatıyla birlikte vahyin de sona erdiğine ilişkin İslam âleminde çok geniş bir konsensüs söz konusudur. Buna göre, Hz. Muhammed’den sonraki dünya, hiç kimsenin Allah ile doğrudan iletişim kuramayacağı bir dünyadır. Öyleyse, Müslümanlar açısından hiçbir sorgulanamaz otorite yoktur, olamaz. Başka bir ifadeyle, Hz. Muhammed’in vefatının ardından dünyada hiç kimse “teokrasi” (ilahi yönetim) kurma iddiasında bulunamaz."
Sayfa 315 - pdfKitabı okudu
Reklam
"Kemalizm’in temel esprisi Lenin’in ünlü “proletarya diktatörlüğü”nü hatırlatır cinstendi aslında. Bolşevik lider, komünizmin nihai hedefi olarak özgürlük ve demokrasiyi vaat etmişti. Fakat ilk önce halkın din, gelenek ve kapitalizmin etkisiyle kapıldığı “yanlış bilinç”ten kurtarılması gerektiğini savundu. Dolayısıyla “hakiki devrimci sınıf bilinci”ne kavuşana kadar halka yol göstermek ve onları eğitmek için, Komünist Partisi’nde cisimleşmiş bulunan proletarya, ülke yönetimi sorumluluğunu üstlenmek zorundaydı. Aynen bunun gibi, Kemalizm de hakiki bir devrimci laik bilince kavuşuncaya kadar ulusa yol göstermek ve onları eğitmek durumundaydı."
Sayfa 229 - pdfKitabı okudu
"...dindarlığın zemini baskı değil özgürlük olmalıdır."
Sayfa 346 - pdfKitabı okudu
Namık Kemal
“Ümmet-i Osmaniye hürriyeti ister; fakat o cevherin bir âtâ-yi ilâhî (ilahi lütuf) olduğunu unutur da şunun bunun inayetinden isterse, hem şanına muhil (bozan) hem menfaatine muzırr (zararlı) olur.”
Peygamberin vefatından iki yüzyıl sonra, İslam alemi, hemen her görüşe meşruiyet kazandıran hadislerin dolaşımda olduğu bir “hadis kaosu”na sahne oldu.
Reklam
"Özetle, Avrupa’nın bereketli ve engebeli coğrafyası özgürlüğün gelişmesine yardım ederken, Ortadoğu’nın kurak ve düz coğrafyası, Karl Marx’ın “Oryantal Despotizm” Max Weber’in ise “Patrimonyalizm” veya “Sultanizm” dediği sistemi doğurdu. Bu sistemin özü, tüm siyasi gücün tek bir merkezde ve tek bir liderde toplanması ve “adem-i merkeziyet”in esamesinin okunmamasıydı. Doğu’nun Rusya ve Çin gibi gayrımüslim ülkelerinde de hâkimiyet kurmuş olan bu otoriter sistem, hiç kuşkusuz İslam’dan içinden çıkıp gelmemişti. Ama zaten var olan bu sistem ve onun siyasi kültürü, İslam’ın içine sızdı."
Sayfa 160 - pdfKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.