Parker Pyne İz Üzerinde kitaplarını, Parker Pyne İz Üzerinde sözleri ve alıntılarını, Parker Pyne İz Üzerinde yazarlarını, Parker Pyne İz Üzerinde yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nereden başlasam… Agatha Christie ne yazsa okurum dediğim bir yazardı ta ki bu kitaba kadar. Hiç bu kadar ıkınarak okuduğum bir Christie kitabı olmamıştı. Kitap 12 adet kısa öyküden oluşuyor. Baş kahramanımız da mutsuz insanlara ücreti karşılığında mutluluk vadeden Parker Pyne adındaki emekli bir istatistikçi. Mesleği sayesinde insanların nelerden
Dikkat spoiler içerir.
Parker Pyne adında yıllarca devlet memuru olarak istatistik kısımlarında çalışan bir adam, gazeteye ilan verir. Mutsuz olanların başvurması halinde onların sorunlarını gidereceğine dair. İlanlara başvurular başlar. Kocasının başka kadınlara ilgisi olduğunu düşünen kadınlar, yakın arkadaşının mücevherini çaldığı için pişman olan ve yerine konulmasını isteyen kadınlar, karısı boşanmak isteyen ama kendisi boşanmak istemeyen adamlar, çok parası olduğu halde harcamaya yer bulamayan ve mutsuz olan kadınlar, hırsızlık sonucu kendini aklamaya çalışan adamlar, genel olarak mutsuz olup da hayatında heyecan arayan adamlar başvurur. Pyne da Miss Lemon, Claudia, De Syne gibi yardımcıları ile çözer olayları. Sonra yolculuğa çıkar. Suriye, İran, Yunanistan gibi ülkelerde de çeşitli olaylar olur ve bunları da çözmeye çalışır. İran'a Şiraz şehrinde yaşayan deli olduğu iddia edilen bir İngiliz Kadını, zengin bir Amerikalının kızının kaybolan küpeleri, Bağdat civarında otobüste öldürülen bir adam ve meşhur dolandırıcı ile olan ilişkileri gibi pek çok olay anlatılıyor. Sıkılmadan bir solukta okunan bir roman.
İçerisinde ne Hercule Poirot ne de Jane Marple olan bir kitap Parker Pyne İz Üzerinde. Baktığım bazı yerlerde; Hercule Poirot'nun olduğu kitaplarda zaman zaman yan karakter olarak gözüken Ariadne Oliver'ın ilk kez gözüktüğü kitap, olarak da bahsediliyordu. Kitabın içinde ise 12 tane kısa öykü var.
Açıkçası kitabın ilk öyküleri polisiyeden çok romantik/komedi tarzındaydı ve Agatha'dan pek beklenecek bir tür değildi. Fakat kitabın yarısından sonraki öyküler polisiye unsuru daha fazla olup o alana daha yakın olan öykülerdi ve Agatha kalemine alışmış birisi için okunması daha zevkliydi diyebilirim.
İlk öykünün başlarında acaba ne olacak diye içimde uyanan ufak merak duygusu öykünün sonuna geldiğimde sönmüş ve bu neydi şimdi dedirtmişti. İkinci öykü sonu itibarıyla biraz daha verimli olmuş izlenimi verdi ve Ariadne Oliver ile ilk kez burada karşılaşmış olduk. Üçüncü öykü polisiye tarafa biraz daha yakındı, şaşırtmadı ama keyifle okuttu. İstediğiniz Her Şeyi Aldınız Mı adlı öykünün hem bir kısmı İstanbul’da geçtiği için hem de kitapta polisiye öykülerin başladığı öykü olduğu için farklı bir yeri oldu. Delphi Kâhini ise en beğendiğim öykü oldu.
Böyle böyle devam ediyor kalan öyküler de. Geri kalanları tek tek yorumlayacak değilim. Kitap genel anlamıyla çerezlik olarak tabir edilen, ağır okumalardan sonra dinlenme amacıyla araya alınıp okunabilecek basit hikayeler içeren eğlenceli bir kitaptı. Siz de bu beklenti ve düşünceyle alıp okursanız faydasını görebilirsiniz.