Biz mi seçim yapıyoruz, yoksa seçimlerimiz mi bizi biz yapıyor?
Kahramanımız Fabrizio genç yaşta Waterloo Savaşı’na katılmak üzere evden ayrılır ve bundan sonra aldığı kararlar ve yaptığı seçimlerle hayatı şekillenir.
Savaşla başlayan olay örgüsü, ardından hapis, manastır derken sevgili kahramanımız Fabrizio, ordan oraya savrulur. Biz de bu olayların gidişatını izlerken, sarayda dönen entrikalara, makam ve mevki için yapılan dalkavukluklara, kadının gücüne ve yapabileceklerinin (hele de aşkı uğruna) sınırsız olduğuna şahit oluruz.
Uğruna yaşadığımız ve uğruna çalıştığımız şey arasındaki büyük farkı gözler önüne seren, güzel bir eser.
Lakin benim için “Kırmızı ve Siyah”ın yerini tutamayacağı kesin.
Son olarak bir konuya daha değinmek istiyorum ki benim için şaşırtıcı bir durum bu. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları benim en güvendiğim yayınlar arasında yer alır, lakin bu kitapta şaşırtıcı bir şekilde yazım hataları mevcut. Az da olsa çeviri ile ilgili de bir kaç sıkıntı var. Bin beş yüz sayfayı bulan eserlerinde bile böyle bir sıkıntıyla karşılaşmamıştım, fakat bu kitapta bu kadar çok yazım yanlışını görünce ister istemez şaşırdım. Okuyacak arkadaşlar bunu da dikkate alırlarsa iyi olur. Keyifli okumalar.