‘’Madde ve aklın birbirleri üzerinde nasıl etki ettikleri kesinlikle açıklanamaz; sır, herkes tarafından çözülmez olarak kabul edilir ve muhtemel hep öyle kalacaktır.’’ ‘’Saygı ve merakla,’’ diye haykırır, Bois-Raymond, ‘’doğa öğrencisi, karıncanın çalışkan, yapıcı, sistemli, vefalı ve azimli ruhunun yeri olan sinir maddesinin mikroskobik molekülünü dikkate almalıdır!’’ '' İçgüdüyü kaybedince, insan, içgüdünün tepe noktası olan sezgisel güçlerini de kaybeder. Akıl, bilim adamlarının hantal silahıdır sezgi, kâhinin yanılmaz rehberidir. ‘’ ''Biz, bütün fiziksel rahatsızlıklarına çare bulması için insana hangi yolun işaret edildiğini görüyoruz,’’ der, Hippocrates. ‘’O yol, duygusuz akıl henüz insanın içsel görüsünü karartmadığı zamanlarda, ilk ırkların içgüdüsüydü.'' ‘’İnsan zekâsında,’’ diye yazar, Iamblichus, ‘’doğmuş ya da vücuda getirilmiş her şeyin üstünde olan bir yeti vardır. Biz onun aracılığıyla bu dünya sahnelerinin ötesine taşınarak ve daha yüksek hayata ve göksel olanların özel güçlerine katılarak üst zekâlarla birliğe ulaşabiliriz.’’ ‘’Ganj’a dökülen dört nehir, suları kutsal ırmağa karıştığı anda adlarını kaybederler, bu yüzden Buddha’ya inanan herkes, Brahman, Kshatriya, Vaisya ve Sudra olmaya son verir!’’ ‘’En büyük bilgelikle yerden göğe yüksel ve sonra tekrar yere in, alttakilerin ve üsttekilerin gücünü bir araya getir; böylece sen tüm âlemin ışığına sahip olacaksın ve bütün bilinmezlik senden uçup gidecektir.’’ ''Hayatlarını, dünyanın söylentilerinden uzak, fiziksel ve ruhsal evrenlerin büyük problemlerini inceleyerek bilinmezlik içinde geçiren, dünyanın her yerine dağılmış bir avuç düşünceli ve yalnız öğrenci vardır.'' ''İlahi Olan’a karşı çıkan ve mükemmelik yolundaki gelişimi engelleyen kişileşmiş bir Kötü Ruh, sadece yeryüzünde ve insanlığın arasında aranmalıdır, gökte değil.'' ''İnsanlar gerçeği aradıklarını söylediklerinde, aslında bir önyargıyı ya da tuttukları tarafı destekleyecek kanıtı aramaktalar. . Onların inançları isteklerine göre şekillenir. Onlar anlatmak istediklerini görürler, onlara karşı söylenen her şeye karşı yarasa gibi kördürler."

Yazar:

H. P. Blavatsky

Çevirmen:

Rüya S. Uğurlu

Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 47 dk.Sayfa Sayısı: 416Basım Tarihi: Mart 2020Yayınevi: Mitra Yayınları

ISBN: 9786056998911Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Türler:

Felsefe-Düşünce,

İnsan ve Toplum,

Parapsikoloji-Spiritüalizm,

Psikoloji,

Sosyoloji

#3.156 Felsefe-Düşünce türünde #2.600 İnsan ve Toplum türünde #234 Parapsikoloji-Spiritüalizm türünde #1.939 Psikoloji türünde #945 Sosyoloji türünde

Fiyatlar

Tüm fiyatlar

Peçesiz İsis 2Mitra Yayınları · 416 syf

Bkmkitap

₺335,00

Satın Al

Peçesiz İsis 2Mitra Yayınları · 416 syf

Kitapyurdu

₺385,00

Satın Al

Benzer Kitaplar

Tümünü Gör

Reklam

Kitap İstatistikleri

883gösterim

Kitabın okur profili

Kadın% 46.5

Erkek% 53.5

0-12 Yaş

13-17 Yaş

18-24 Yaş

25-34 Yaş

35-44 Yaş

45-54 Yaş

55-64 Yaş

65+ Yaş

Yazar Hakkında

H. P. BlavatskyYazar · 17 kitap

Rus Okültist, Teosofi Derneği'nin kurucusu ve Teozofi'nin batıda yaygınlaşmasını sağlayan kişidir. Madam Blavatsky diye de bilinir. 31 Temmuz 1831'de o zamanlar Rus İmparatorluğu'nun bir şehri olan Yekaterinoslav'da (günümüzde Ukrayna) Rus-Alman karışık soylu aristokrat bir ailede doğdu ve 8 Mayıs 1891'de Londra'da ölmüştür. 1848'den 1858'e kadar dünyayı dolaşmış, 1873'te New York'a göç etmiştir. 1878'te de Amerikan vatandaşı olmuştur. Büyük ölçüde kendi kendini yetiştirmiş ve gençlik yıllarında Batı ezoterizmine ilgi duymaya başlamıştır. Dünyayı gezerken "Kadim Bilgeliğin Üstatları" adlı bir grup ruhani ustayla karşılaştığını ve bu kişilerin onu Tibet, Shigatse'ye gönderdiklerini. Burada din, felsefe, bilim ve dinin sentezi hakkında daha derin bir anlayış geliştirmesi için eğittiklerini iddia etti. Hem çağdaş eleştirmenler hem de sonraki biyografi yazarları, iddia edilen bu ziyaretlerin bir kısmının veya tamamının hayali olduğunu ve bu dönemi Avrupa'da geçirdiğini savundular. 1870'lerin başında, Blavatsky Spiritualist harekete dahil oldu; Spiritüalist fenomenlerin gerçek varlığını savunmakla birlikte, temas edilen varlıkların ölülerin ruhları olduğu şeklindeki ana akım Spiritualist düşünceye karşı çıktı. 1873'te Amerika Birleşik Devletleri'ne yerleşerek Henry Steel Olcott ile arkadaş oldu ve bir ruh çağıran medyum olarak tanınırken bazı dolandırıcılık suçlamalarıyla da karşı karşıya geldi. 1875 yılında New York'ta Blavatsky, Olcott ve William Quan Judge ile birlikte Teosofi Cemiyeti'ni kurdu. 1877'de Teosofi dünya görüşünü özetleyen bir kitap olan Isis Unveiled'ı yayınladı. Hermetizm ve Neoplatonizm'in ezoterik doktrinleriyle yakından ilişkilendiren Blavatsky, Teozofi'yi "bilim, din ve felsefenin sentezi" olarak tanımladı ve tüm dünya dinlerinin altında yatan bir "Kadim Bilgeliği" canlandırdığını ilan etti. 1880'de Olcott ile birlikte Hindistan'a taşındı. İngiliz sömürge yönetiminin karşı çıkmasına rağmen, Teozofi Hindistan'da hızla yayıldı, ancak Blavatsky sahte paranormal fenomenler üretmekle suçlandı. 1885'te Avrupa'ya döndü ve Londra'da Blavatsky Lodge'u kurdu. Burada, eski Tibet el yazmaları olduğunu iddia ettiği şeylerin bir yorumu olan Gizli Doktrin'i ve ayrıca The Key to Theosophy ve The Voice of the Silence adlı iki kitap yayınladı. Yakalandığı gripten kurtulamayarak öldü. Blavatsky, yaşamı boyunca tartışmalı bir figürdü. Destekçileri tarafından aydınlanmış bir bilge olarak görüldü ve eleştirmenler tarafından bir şarlatan olarak alay edildi. Teosofi doktrinleri, Hindu ve Budist fikirlerin Batı'da yayılmasının yanı sıra Ariosophy, Antroposophy ve New Age Hareketi gibi Batılı ezoterik akımların gelişimini etkiledi.