Sadelik, sabır ve merhamet duyguları güzel bir anlatımla birleşmiş aynı zamanda kısa kısa hikâyeleri ile insanı özüne çeviren, düşündüren bir kitap sarsmıyor ama silkeliyor akıcı bir dili var.
Unuttuğumuz bazı değerleri hatırlatıyor ve insanı rahatlatan bir kitap olmuş beni etkileyen bir kısa kesitini sizinle paylaşmak istedim okumanızı tavsiye ederim.
Öğretmen dersin bitimine doğru öğrencilerinden şunu ister: “Yarın herkes gelirken yanında birer plastik torba ve beşer kilo patates getirsin !” Ertesi sabah tüm öğrenciler masasının üstünde patates ve torbaları hazır etmişler.Öğretmen demiş ki : “Çoçuklar bugüne kadar affedemediğiniz kimler varsa , her biri için bir patates alın ,o kişinin adını o patatesin üzerine yazın ve torbanın içine koyun!” Bazıları torbasına üç beş patates koyarken bazıları ağzına kadar doldurmuş neredeyse torbayı. Öğretmen, “Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızdan ayırmayacaksınız. Okulda, misafirlikte, otobüste hatta yatarken bile . Hep yanınızda olacaklar.” demiş.
Birkaç gün sonra bazı öğrenciler şikâyet etmeye başlamışlar : “Hocam, patatesler çürümeye, kokmaya başladı.Zaten torba çok ağır , her yere taşımak çok zor.İnsanlar garip garip bakıyorlar,hem sıkıldık hem yorulduk...”
Öğretmen , beklediği tepkileri almanın memnuniyetiyle cevap vermiş: “Bakın çocuklar, birilerini affetmeyerek aslında kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkûm ediyoruz.
Affetmeyi karşımızdakine yapılan bir iyilik olarak görüyoruz ama affetmek en başta kendimize yaptığımız iyiliktir.