Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Polonya'da Bir Kuş Var

Romain Gary (Emile Ajar)

Polonya'da Bir Kuş Var Gönderileri

Polonya'da Bir Kuş Var kitaplarını, Polonya'da Bir Kuş Var sözleri ve alıntılarını, Polonya'da Bir Kuş Var yazarlarını, Polonya'da Bir Kuş Var yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Açlıktan, soğuktan, umuttan ve aşktan söz et insanlara...”
(…) günışığının bile silmeyi başaramadığı karabasanlar vardır...
Reklam
İnsan yüreği var olmasaydı yeryüzünde umutsuzluk da olmazdı.
Janek düşünüyordu: 'Yüzyıllar boyunca, bülbüller kim bilir kaç gece böyle ötmüştü? Kim bilir kaç bülbül, güven dolu bir sesle dudaklarında bu sonsuz ve ölümsüz şarkıyla ölmüştü? insanı sarhoş eden sesleriyle verdikleri sözler tutulmadan önce, yalnızlık, kin, tiksinti, acı, soğuk içinde kim bilir kaç tanesi ölecekti daha? Kaç doğum, kaç ölüm olacaktı böyle? Kim bilir kaç dua ve düş, kaç bülbül yitecekti böyle? Kim bilir ne kadar gözyaşı, ne kadar şarkı, kaç ses duyulacaktı gecelerin içinde? Kaç bülbül?'
Birden Janek'e insanların dünyası dev bir çuvaldan başka bir şey değilmiş; bu çuvalın içinde de kör ve düşler kuran kocaman bir patates yığını, çırpınıp duran insanlık varmış gibi geldi.
"Ben bütün halkları seviyorum," diye cevapladı Dobranski, "ama hiçbir ulusu sevmiyorum. Ben yurtseverim, milliyetçi değilim." "Farkı ne?" “Yurtseverlik, memleket sevgisidir. Milliyetçilik, öbürlerinden nefret etmek demektir. Ruslardan, Amerikalılardan, hepsinden... Dünyada büyük bir kardeşliğin temeli atılıyor, hiç olmazsa Almanlar bize bunu kazandırıyorlar..."
Reklam
Sevmek, aç kalmamak ve sıcak bir yer edinmek. Zosia'nın hayattan bekledikleri bunlardı. Ve Zosia, huzur içinde sevmenin, açlıktan ölmemenin, soğuktan donmamanın neden bu kadar zor olduğunu düşünüyordu şimdi. Bu soruya cevap bulmanın, kendi yaşındaki kızların okulda öğrendikleri; dünya yuvarlaktır, dönmektedir, yazım kuralları nelerdir gibi konulardan çok daha önemli olduğunu düşünüyordu.
Umut, insanların yeni acılara dayanması için Tanrı'nın ortaya çıkardığı yüreklendirici bir kurnazlıktan başka bir şey değildi.
"Kinin ne olduğunu bilirim. Onu Almanlar öğrettiler bana. Annem babam ölünce, aç susuz kalınca toprak altında yaşayarak öğrendim kini... Şimdi bir Almanla karşılaştığım zaman bana bir dilim ekmek vermeyeceğini, ateşinin yanında yer göstermeyeceğini, bana vereceği tek şeyin sıkacağı kurşun olduğunu biliyorum. Çünkü Almanlar her şeyi kurşunlarlar; insanları kurşunlarlar, umutlan kurşunlarlar, güzellikleri kurşunlarlar... Aşkı kurşunlarlar... Nefret ediyorum onlardan!" "Nefret etmemek gerek. Çocuklarımız olduğu zaman onlara nefreti değil, sevgiyi öğreteceğiz." "Nefreti de öğreteceğiz. Çirkeflerden, hırstan, şiddetten ve faşizmden nefret etmelerini öğreteceğiz."
468 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.