"Pompeius, Geç Cumhuriyet dönemi olaylarında öylesine öne çıkar ki rakiplerine tepeden bakan muazzam cüssede bir dev gibi görünür. Rakiplerinin çoğu da şüphesiz, asil bir soydan gelmeyen bu adamı kabadayı ve hödük olarak görüyordu."
"MÖ 106 yılının 26 Eylül günü doğan Pompeius, ilk askerî eğitimini babası Gnaeus Pompeius Strabo'dan aldı ve MÖ 91-88 yıllarındaki Müttefikler Savaşı'nda babasının ordusunda hizmet ederken ilk deneyimini kazandı."
"Pompeius'un Şark seferleri onun en büyük başarısıyken ardından izlediği kolonileşme siyaseti teşkilatçılıktaki dehasına kanıttı. Bu emsalsiz zaferler Roma'ya geniş topraklar, yeni haraçgüzar müttefikler ve devasa bir hazine ile gelir akışı sağladı."
"Pompeius, davasına taraftar kişilerle etrafını kuşatıp güvende olacağına inandığı Mısır'ın yolunu tuttu. Firavunun ricacısı olarak tam karaya adımını atmıştı ki, hassa muhafızlarından Lucius Septimius onu sırtından hançerledi."
"Caesar'ın MÖ 59 yılındaki konsüllüğü Pompeius'un dördüncü evliliğine vesile oldu. Yeni karısı, Caesar'ın ilk eşi Cornelia'dan doğma biricik kızı ve evlilik ürünü tek çocuğu olan Iulia'ydı."
Pompeius, en parlak döneminde bile hazırcevap veya ilham verici olmak- tan ziyade katı, mantıklı ve dikkatli bir adamdı. Çok çalışmış, iyi bir talim- den geçirdiği adamlarının dertleriyle ilgilenmiş ve hep açık ve net emirler vermiştir. Adamlarının sadakatini süslü sözler veya tumturaklı nutuklarla değil, liderlik yeteneğini kanıtlayarak ve arada bir verdiği vaatlerle kazanmıştı. O bir hatip değildi, Cato veya Caesar'ın sahip olduğu türden kelimelerle esinleme yeteneği onda yoktu. Bu durumun hafif bir yansımasını, askerlerine Epir'de verdiği bir söylevde yakalayabiliyoruz: 'Sizin adınıza ve sizin ya- ninizda mücadeleyi bırakmadım ve bırakmayacağım. Bir komutan ve asker olarak kendimi size sunarım' (App. BC 2.51). Bu, arzu ettiği moral yükseltme ve disiplini iyileştirme etkilerini sağlayan, hesaplı bir adam kullanma ör- neğiydi - ki her iki konuda da daha fazla gelişmeye alan bulunduğu şupne götürmezdir. Cesurca konuşmalarla adamlarını ateşleyecek mahareti olmasa da er meydanında kendisini takip ettirecek motivasyonu sağlamak ve özgü- morale nasıl etki edeceğini biliyordu. Pompeius, adamlarına savaşçırun er lamakta hayranlık verici bir yeteneğe sahipti.
Hırs, mantık çerçevesi içinde takdire şayan bir arzudur, lakin aşırı ve kontrolsüz olduğu zaman birçok kişiyi yıkmıştır. Nihayetinde Pompeius'un sonunu da bu hırs getirecekti.