Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ramazan İktisat-Şükür Risaleleri

Bediüzzaman Said Nursî

Ramazan İktisat-Şükür Risaleleri Gönderileri

Ramazan İktisat-Şükür Risaleleri kitaplarını, Ramazan İktisat-Şükür Risaleleri sözleri ve alıntılarını, Ramazan İktisat-Şükür Risaleleri yazarlarını, Ramazan İktisat-Şükür Risaleleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Helâl rızk, iktidar ve ihtiyar ile mütenâsiben değildir... Belki, tevekkül veren zaaf ve acze nisbeten geliyor.
Sayfa 55
Her zîruhun rızkı tayin ve tahsis edilip kaza ve kader levhasında yazıldığına hadsiz deliller var.
Sayfa 50
Reklam
Beşerin hayat-ı içtimaîsinde bütün ahlâksızlığın ve bütün ihtilâlâtın menşei iki kelimedir: Birisi: "Ben tok olduktan sonra, başkası açlıktan ölse bana ne!" İkincisi: "Sen çalış, ben yiyeyim."
Sayfa 47
"Müslümanlara gelen bu açlık, bu zâyiât-ı mâliye ve meşakkat-ı bedeniye nedendir?" Rüyada demiştim: "Cenâb-ı Hak, bir kısım maldan onda bir veya bir kısım maldan kırkta bir kendi verdiği malından birisini bizden istedi; tâ bize fukarâların duâlarını kazandırsın ve kin ve hasedlerini menetsin. Biz, hırsımız için tamahkârlık edip vermedik. Cenâb-ı Hak, müterâkim zekatını; (kırkta otuz, onda sekizini) aldı. Hem her senede yalnız bir ayda yetmiş hikmetli bir açlık bizden istedi. Biz nefsimize acıdık; muvakkat ve lezzetli bir açlığı çekmedik. Cenâb-ı Hak ceza olarak yetmiş cihetle belâlı bir nev'i orucu beş sene cebren bize tutturdu. Hem yirmidört saatte bir tek saati, hoş ve ulvî, nûranî ve faideli bir nevi tâlimât-ı Rabbâniye'yi bizden istedi. Biz tenbellik edip, o namazı ve niyazı yerine getirmedik. O tek saati diğer saatlere katarak zâyi ettik. Cenâb-ı Hak, onun kefareti olarak, beş sene tâlim ve tâlimât ve koşturmakla bize bir nevi namaz kıldırdı." demiştim. Sonra ayıldım, düşündüm, anladım ki; o rüya-yı hayâliyede pek mühim bir hakikat vardır.
Sayfa 46
"İlm-i tıbbı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin mikdarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir."
Sayfa 40 - İbn-i Sina
Evet, hangi müsrif ile görüşsen şekvâlar işiteceksin. Ne kadar zengin olsa da, yine dili şekvâ edecektir. En fakir, fakat kanaatkâr bir adamla görüşsen; şükür işiteceksin.
Sayfa 38
Reklam
İsraf, kanaatsızlığı intac eder. Kanaatsızlık ise, çalışmanın şevkini kırar, tenbelliğe atar; hayatından şekvâ kapısını açar, mütemâdiyen şekvâ ettirir.
Sayfa 38
Hem, semiz balıkların vaziyet-i kanaatkârânesi, mükemmel rızıklarına medâr olması.. ve tilki ve maymun gibi zeki hayvanların hırs ile rızıkları peşinde dolaşmakla beraber kâfi derecede bulmamalarından cılız ve zayıf kalmaları, yine; hırs, ne derece sebeb-i meşakkat ve kanaat, ne derece medâr-ı rahat olduğunu gösterir.
Sayfa 36
İktisatsızlık yüzünden müstehlikler çoğalır, müstahsiller azalır. Herkes gözünü hükûmet kapısına diker. O vakit hayat-ı içtimaiyenin medârı olan "sanat, ticaret, ziraat" tenâkus eder. O millet de tedennî edip, sukut eder, fakir düşer.
Sayfa 35
"Hayırda ve ihsanda (fakat müstehak olanlara) israf olmadığı gibi, israfta da hiçbir hayır yoktur."
Sayfa 35 - İmam-ı Âzam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.