Renkli Çekmeceli Şifonyer kitaplarını, Renkli Çekmeceli Şifonyer sözleri ve alıntılarını, Renkli Çekmeceli Şifonyer yazarlarını, Renkli Çekmeceli Şifonyer yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anneannesinin ölümünden sonra Olivia’ya çocukluğunda kimsenin dokunmasına izin vermediği sürekli kilitli olan gökkuşağının renklerine boyanmış çekmece miras kalır.Ailesine dair geçmiş yaşantıları ve sırları açığa çıkartır bu çekmecenin içindeki gizli yazılar.
İspanyolların yaşadığı göç, savaş gibi zorluklara da değinir. Her yerde olduğu gibi savaştan kaçan bu insanlar hep ötekileştirirler. Bunlarla mücadele eden Tita ve ailesinin yaşadıklarını okuyoruz. Bir Fransız gibi davranmaya çalışsalar da kendi kültürlerini, özlerini de içinde barındırmaya devam ederler.
Ben kitabı biraz sığ buldum sanki birşeyler eksik gibiydi ..karakterler daha detaylı ,olay daha canlı anlatılabilirdi ..Akıcı bir kitaptı ama aman aman değildi ..heyecanla okuma listeme eklemiş ve okumak için de sabırsızlanmıştım ama maalesef beklentimin altında kaldı ..yine de çerezlik tatlı bir kitap ararsanız listenize alın derim,keyifli okumalar ..
Alıntılar
Özgürlük, içeride ve dışarıda kendin olmaktır.
Hiçbir şeyden pişmanlık duyma. Pişmanlık dik duruşuna zarar verir.
Sonsuza kadar süreceğini bilmediğinde ayrılmak ne kadar kolay...
Kazanmak için savaş verilmiş, ama raftaki yerini aldığından beri tozu bile alınmamış bir kupaymışım gibi hissediyorum.
Bir parçam büyümeyi reddediyor çünkü içimdeki çocuk, yaşamımızdan geriye kalan tek şey.
İçimde umutsuzluktan başka hiçbir şey yok.
Duvarların arasındaki kanunlar, sokağın kanunu veya evrensel kanunlarla bir değil; bu da özgürlük değil. Özgürlük, içeride ve dışarıda kendin olmaktır.
-Spoiler-
Anneannesi Rita’nın Olivia’ya bıraktığı her çekmecesi ayrı bir anı defteri sayfası olan renkli çekmeceli şifonyer. Rita’nın yaşadıkları… Savaştan kaçış, yeni kültüre alışma, anne babadan ayrılma, aşık olma, aşkını kaybetme, babasız bir çocuk dünyaya getirme. Bunlar olayların başı… Sonrasında hiç sevgisini göremediği biriyle çocuğunu babasız büyütmek istemediği için tekrar evlenir. Bir çocuğu daha olur ama erken yaşta kanserden dolayı bebeğini kaybeder. Bu olaydan sonra diğer çocuğuna karşı da kendini yetersiz hisseder ve ailesini terk eder. Döndüğünde işleri yoluna koymak yıllarını alır. Yeni bir yere taşınır, bir kafe işletmeye başlar, kızıyla olan iletişimi kuvvetlendirir, kızı aşık olur ve onu evlendirir. Bir torunu olur, ama doğumda kızını kaybeder. Kızının hemofili hastası olduğunu bile bile doğum yapıp kendini ölüme terk ettiğini öğrenir. Torununu o yetiştirir, kendisinin de vadesi dolduğunu hisseder ve şifonyerde saklı anılarını bir itiraf niteliğinde torununa bırakır. Hüzünlü, içine çekildiğiniz, inişli çıkışlı bir hikaye.
Rengarenk kilitli çekmeceleri olan bir şifonyer ve her bir çekmecesi sırlarla dolu. Yaşamın getirdiği zorluklar, kayıplar, acılar karşısında yılmadan dimdik duran, mücadele eden, kendisi, sevdikleri ve en çok da çocukları için ne gerekiyorsa yapan güçlü kadınların hikayelerini bu şifonyer çekmecelerinde okuyoruz. Savaşın, direnişin, ölümün, aşkın ve umudun iç içe olduğu güzel bir kitaptı.
Lola, insanın kaderini kendinin yazdığını söyler; gereken tek şey, yaşamaya karar verdiğin hikâye için yağmurun ve rüzgârın silemeyeceği bir mürekkep bulmaktır.