Resneli Niyazi
Fevziye ÖzberkResneli Niyazi Gönderileri
Resneli Niyazi kitaplarını, Resneli Niyazi sözleri ve alıntılarını, Resneli Niyazi yazarlarını, Resneli Niyazi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(Libya işgaline karşı mücadele etmek üzere gönderilen subaylar kastedilerek) Bu subayların örgütlediği Bedeviler, çöllerdeki İtalyan birliklerini sıkıştırıyor.Bir tür gerilla savaşı veriliyor."Türk komutan grubunun, etrafı şaşırtacak derecede etkin, örgütçü, eğitimci ve her şart altında savaşçı" olduğu anlaşılıyor.
Sayfa 82Kitabı okudu
Niyazi Bey'in birlik amacını güden çabaları sonuç veriyor.Ayrıca vatanseverliği konusunda hiç kimsenin şüphesi olmayan bu halk kahramanının istibdat idaresine karşı ayaklanması, durumdan hoşnut olmayanlar için bir yol gösterici oluyor.Kısa sürede Makedonya'da, birbirleriyle çarpışan hemen hemen tüm çeteler kendi aralarındaki çatışmaları bırakıp Abdülhamit'in istibdat idaresini yıkmayı hedefleyen Cemiyet'in güçleriyle ortak hareket etmeye başlıyor.
Sayfa 57Kitabı okudu
Niyazi Bey,taburun kasasındaki parayı alıyor.Bu para daha sonra askerlere eşit olarak dağıtılacaktır.Beş yüz kırk dört lira altmış dört kuruşu aldığını bildiren bir senet yazarak kasaya koyuyor.Niyazi Bey anılarını kaleme alırken,"İnkılabın en mühim ve en tesirli vesikası bence bu senettir" değerlendirmesini yapıyor.
Bu senet neden devrimin en mühim ve en tesirli belgesidir? Çünkü onlar başıbozuk bir çete değildir.Halka hesap vermeyi ilke edinmiş,gizli saklı, kişisel hesapları olmayan, fedakar devrimcilerdir."Amaçlarına ulaşmak için her şeyi mübah " görmezler.
Sayfa 51Kitabı okudu
Orduda uygulanan haksız hukuksuz yönetim sonucu ortaya çıkan erlerin yoksulluğu, kışlaların berbatlığı, asker yiyeceğinin kötülüğü, terhislerin gecikmesi,devletin maaş vermedeki aksaklığı isyan fikrini yaygınlaştırıyor.1907 senesi sonunda ve 1908 başında Rumeli'nin birçok yerinde bulunan birliklerde erler,terhis ve yiyecek bakımından yapılan haksızlıklara hep beraber karşı çıkarak haklarını istiyorlar.İsyana dönüşmek üzere olan bu hareketler İttihat Terakki taraftarı zabitlerin yakın ilgileriyle önleniyor.Ayrıca askerlerin isteklerinin de yetkililer tarafından yerine getirilmesi sağlanıyor.Bu sonuç İttihat ve Terakki 'nin etkisini gösteriyor.Cemiyet'e duyulan ilgi ve güveni artırıyor.
Sayfa 44Kitabı okudu
Saray etrafına sığınanlardan alay alay kordonlular harp başlayıp muvaffakiyet emareleri göründükten ve harp hatta sona erdikten sonra bile gönüllü adıyla rütbe ve maaşlarını arttırmak için akın akın harp meydanına koşuyorlardı.Bu kişiler,harbin bütün yükünü omuzlarında taşıyanlara karşı gizli bir çekişme başlatmış, rütbe ve nişan yağmasında ön safa geçmişlerdi.Kumandanların Tesalya'da yağma yapmak suretiyle küçülmeleri,birbirleriyle yarış edercesine ticarete kalkışmaları, Hakkı Paşa'dan başkası, yaverlerin, müfettişlerin durumdan yararlanarak hazineyi soymaktaki muvaffakiyetleri ortaya yayılmış,bu durum benim gibi hükümetin iyi niyetine, fena hareketlerini bundan böyle değiştireceğine inanmış saf yüreklileri aydınlatmıştı."
Sayfa 29Kitabı okudu
Biz; milletin asker adını taşıyan şerefli bir kısmının,erlerinin,zabitleri olmak üzere yetiştiriliyoruz.Vazifemiz vatanı müdafaa etmek, hücum eden düşmanı imha etmek değil mi? Neden talimimizde, programımızda vatan sevgisinden eser yok ? Bizi akıl ve mantık yolunda mukaddes sayılacak fikirlerden uzak kalmak mecburiyetinde bırakıyorlar.Bu mukaddes fikirlerin gelişip terakkisine faydalı kitaplar okutmuyorlar? Ne için tarihin birçok çağlarından, bütün milletlerin gelişip terakkisinden misal alarak şu düşüşümüze mani olacak gençliği yetiştirmek istemiyorlar? Ardı arkası kesilmeyen bu "Neden"lere "Yıldız 'ın menfaati için!" demekten başka ne vicdanım ve ne de bildiklerimin istikametinde bir sebep,ikna edici bir yol göremiyordum.Manastır'da bildiklerimden ve Resne'de tanıdıklarımdan duyduklarım, öğrendiklerim günden güne doğru çıkıyordu."
Sayfa 27Kitabı okudu
Padişah Abdülaziz 'in son yılında,yani 1875'te Osmanlı devletinin geliri 18 milyon ve ödemesi gereken yıllık faiz ve ana borç taksidi 14 milyondur.Artan 4 milyon sarayın israfa varan harcamalarına ancak yeter. Bu durumda devlet, diğer ihtiyaçlarını karşılamak için borç almaya devam etmek zorundadır.Bu durum bir çıkmaz olarak zincirleme tekrarlanır.
Sayfa 21Kitabı okudu
Ordudaki eşitsizlik önemli sorunlardan bir diğeridir.Terfiler güvenilir bir sisteme bağlı değildir.Enver Paşa,10 yaşında saray albaylarından söz eder.Haksız terfi ve ödüllendirmeler özellikle genç subaylarda rejime karşı ciddi kızgınlıklar yaratıyor.Maaşlar, özel kişiler hariç, düzenli olarak ödenmiyor.
Sayfa 18Kitabı okudu
Ordudaki eşitsizlik önemli sorunlardan bir diğeridir.Terfiler güvenilir bir sisteme bağlı değildir.Enver Paşa,10 yaşında saray albaylarından söz eder.Haksız terfi ve ödüllendirmeler özellikle genç subaylarda rejime karşı ciddi kızgınlıklar yaratıyor.Maaşlar, özel kişiler hariç, düzenli olarak ödenmiyor.
Sayfa 18Kitabı okudu
Devletin en önemli dayanaklarından biri olan ordunun saflarında eğitimli ve eğitimsiz asker ayrımı var.Eğitimli askerlere (Harbiye vb. çıkışlı) genel olarak güvenilmiyor. Padişahın kendine tehdit unsuru olarak gördüğü Osmanlı donanması, bakımsız, çürümeye terk edilmiş bir şekilde Haliç'te tutuluyor.Daha da acı olan; Osmanlı'nın bir zamanlar,Sultan Aziz döneminde, İngiltere'den sonra dünyada en güçlü deniz kuvvetine sahip olduğu gerçeğidir.
Sayfa 18Kitabı okudu
Bölge kaynayan bir kazan gibidir. Burada yaşayan toplulukların her birinin, ayrı dili,dini, ayrı davaları vardır.Şevket Süreyya Aydemir 'in anlatımıyla:
Bu davalar, yazılmış, çizilmiş, siyasetleşmiş,bilgileşmiştir.Bu davalar hem liderlerini hem silahşorlarını bulmuştur.Ya Osmanlı subayları? Onlara emredilen yalnız savaşmaktır ve o kadar...
Sayfa 17Kitabı okudu
Tunaya, II. Meşrutiyet'le Cumhuriyet tarihlerinin birlikte ele alınması gerektiğini düşünürdü.Onun ünlü bir sözü vardır: "II. Meşrutiyet, Cumhuriyet 'in siyaset laboratuvarıdır."
Sayfa 11Kitabı okudu
Fakat tümüyle ortaçağ kurumu olan ve bu dünya için değeri sıfıra yakın olan mahalle mektepleri ve medreselerden yalnız homo ahretikuslar (öbürdünyacı) yetişiyordu.Onun için ilk ve orta öğretim boşluğunu bu kurumlar kendileri sağlamak durumumda kaldılar.Dolayısıyla Harbiye 1834'te kurulduysa da ilk mezunlarını ancak 1848'de verebildi.
Sayfa 9Kitabı okudu
