Adam bu yüzlün hep ihtiyarlığını biliyordu. Hangi insan var ki, anasının gençlik yıllarındaki yüzünü hatırlayabilsin? Hangi insan var ki, çocukken binlerce kez baktığı anasının taze yüzünü çıkarabilsin?
Köyünde ekmek parası bulamıyan, Avrupa'da Mercedes arabaya kuruluyordu. Evinde radyosu olmayan teyplere saldırıyor, hayatı boyunca karılarının namusunu pırlantadan taç edenler, Faşinglerde, kadınlara sülük gibi yapışıyorlardı.
İnsanlar hain insanlar zavallı. Bana dediler ki, "Çalışan demir aşıldar." Doğru sandım. Oysa ki, körü-körüne çalışan insan, ışıldamaz, çürür... Kimin hesabına çalışırsan, o ışıldar... 0 kuvvetlenir...
Bir insan yıllarca çalışıyor, olmadık işleri öğreniyor ve yapıyordu. Fakat günün birinde bu görkemli yaratık, umulmadık zamanda bir mikroba yenik düşüyordu. Böylece insanoğlunun karşısına doğa da büyük bir düşman olarak dikiliyor ve bu düşmanlık, doktorluk mesleğini doğuruyordu.
Sen et nedir hatırlayabiliyor musun? Şu gecekondudan çıkıp, başka insanların yaşadığı semtlere uzandın mı hiç? Oralarda kasap dükkânları vardır. Vitrinlerinde kocaman kocaman birşeyler asılıdır. İşte bunları, kasaplar insanlara satarlar. Çıkaramadın değil mi?
Duyuyor musunuz beni be hainler?.. Ses verin... Sizler dışardakilerden daha akıllısınız hani!.. Onlar aydınlıkta bile ne aradıklarını bilmiyorlar. Sizin hiç olmazsa, karanlık diye bir düşmanınız var.