Yemenliler Hz Ebubekir zamanında gelip Kur'an-ı Kerim'i dinleyince ağlamaya başladılar. Bunun üzerine Hz Ebubekir şöyle dedi: Bizde önceleri böyle idik. Sonra kalplerimiz katılaştı.
Rasulullah şöyle buyurmuştur; "Hakkı söylemek, Ömer'i arkadaşsız bırakmıştır." Nihayet insanlar ona düşman olunca, onunla konuşmamaya başladılar. O da zorunlu olarak kendi nefsine döner ve türlü kınama ve ayıplamalarla ona öfkelenir. Amelinde doğruluğunun azlığını, ihlassızlığını, hitaplarına, düşüncelerine ve nasihatlerine illetlerin, hastalıklarîn bulaştığını söyler. Böylece kendi nefsine duyduğu öfke, insanlara duyduğu öfkeden daha şiddetli olur. Kendi nefsinden ayrılmaya güç yetiremez. Nefsi de insanlar gibi onu terkedemez. Bu noktada önüne ilahi fıkıh ve ledünni ilimle bir kapı açılır ki, ancak ona şahit olanlar bilebilirler.
Allah adına insanlara öfkelenmedikçe, sonra nefsine bakıp ona, insanlardan daha çok öfkelenmedikçe tam fakih olamazsın, dini derinliğine kavrayamazsın.