Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rus Edebiyatı Dersleri

Vladimir Nabokov

Sayfa Sayısına Göre Rus Edebiyatı Dersleri Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Rus Edebiyatı Dersleri sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Rus Edebiyatı Dersleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rus Yazarları, Sansürcüler ve Okurlar:
''Demokratik ülkelerde okurlar denen topluluğun isteklerini karşılamak için dergiler yazarlarına mali baskı uygular, polis devletlerinde ise münasip politik mesajlar versinler diye yazarlara daha dolaysız biçimde baskı yapılır. Bu iki baskı arasında yalnızca bir seviye farkı bulunduğu iddia edilebilir, fakat öyle değildir; çünkü özgür ülkelerde birçok sürekli yayın ve birçok felsefe vardır ama bir diktatörlükte, sadece bir hükümet bulunur. Bu bir nitelik farkıdır.''
Rus edebiyatı diğer edebiyatlar gibi Rönesans geleneğinden gelme bir dobralığa sahip değildi; Rus romanı genel olarak, günümüze kadar gelmiş romanların en iffetlisidir. Elbette Sovyet dönemindeki Rus edebiyatı da, pirüpaklığın ta kendisidir. Mesela Lady Chatterley'in Sevgilisi gibi bir Rus romanı tasavvur edilemez.
Sayfa 31 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
''Samimiyetle, cesaretle özgürlük ve eşitlikten yana duruyorlar, fakat sanatı güncel siyasetin buyruğuna vermek isteyerek kendi inançlarıyla çelişiyorlardı. Çarların gözünde yazarlar devletin hizmetkârıysa eğer, radikal eleştirmenlerin gözünde de kitlelerin hizmetkârıydılar.''
Altmışlı ve yetmişli yıllarda ünlü eleştirmenler, kamuoyunun idolleri, Puşkin'e mankafa dediler; üstüne basa basa, Rus halkı için bir çift çizmenin dünyadaki tüm Puşkin'lerden, Shakespeare'lerden daha önemli olduğunu beyan ettiler. Rusya'nın büyük şairleri hakkında aşırı radikallerle aşırı monarşistlerin kullandığı tabirleri karşılaştırınca, aradaki korkunç benzerliğe şaşıp kalırsınız.
Sayfa 33 - İletişim Yayınları, 4. Baskı 2017, İstanbulKitabı okudu
''19. yüzyılın yirmili ve otuzlu yıllarında sanatçılarla eleştirmenler arasında yaşanan çatışmanın en iyi örneklerinden biri, Rusya'nın ilk büyük şairi Puşkin'in başına gelenlerdir. Başta Çar Nikola olmak üzere hükümet görevlileri son derece küstah, başına buyruk ve kötücül şiirler kurgulayan bu adama deli gibi öfkeleniyorlardı; ille de yazması gerekiyorsa eğer, bari devletin iyi bir hizmetkârı gibi davranarak basmakalıp erdemlere övgüler düseydi ya. Puşkin'in dizelerindeki özgünlükte, tensel hayallerindeki cüretkârlıkta ve irili ufaklı tüm tiranlarla dalga geçme eğiliminde, tehlikeli bir düşünce özgürlüğü kendini belli ediyordu. Kilise onun ciddiyetsizliğine esef ediyordu. Polis memurları, yüksek dereceli devlet görevlileri, hükümetten maaş alan eleştirmenler onun sathi bir şair olduğunu söylüyorlardı. Devrinin en iyi eğitim görmüş Avrupalılarından biri olan Puşkin, kalemini hükümet bürolarında sıkıcı belgeleri kopyalamakla kullanmayı katiyetle reddettiği için, Kont Zımbırtı tarafından bir kara cahil, General Zılgıt tarafından da bir mankafa olarak yaftalanmıştı. Devlet Puşkin'in dehasını boğmak için onu sürgüne göndermiş, yazdıklarını vahşice sansürlemiş, onu sürekli sıkboğaz etmiş, bir baba gibi kulağını çekmiş, nihayetinde şairi, kralcı Fransa'dan gelme lanet bir serüvenciyle ölümüne düello etmeye zorlayan dürzülerin sırtını sıvazlamıştı.''
Batı faşistlerinin edebiyattan istedikleriyle, Bolşeviklerin edebiyattan istedikleri arasında pek bir fark bulunmaması ilgi çekicidir.
Sayfa 35 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bu takdire şayan okuru tanımlayayım size. Hiçbir vicdan yöneticisi, hiçbir kitap kulübü onun ruhunu denetleyemez. Onun bir edebiyat eserine yaklaşımı, vasat okurun kendisini şu ya da bu karakterle õzdeşleştirmesine ve "betimlemeleri atlamasına" yol açan gençlik heyecanlarından azadedir. Bu iyi, bu takdire şayan okur kitaptaki kız ya da oğlanla değil, kitabı ortaya çıkaran zihinle özdeşleşir. Takdire şayan okur bir Rus romanında Rusya'yla ilgili bilgiler aramaz; çünkü Tolstoy ya da Çehov'un Rusyası'nın, tarihteki Rusya değil, bireysel dehanın hayal edip yarattği özel bir dünya olduğunu bilir. Takdire şayan okur genel fikirlerle ilgilenmez; özel bir imgelemin peşindedir.
''Eski, kültürlü Rusya'daki okur elbette Puşkin ve Gogol'le gurur duyuyordu, fakat aynı şekilde Shakespeare yahut Dante'yle, Baudelaire ya da Edgar Allan Poe'yla, Flaubert ya da Homeros'la da gurur duyuyordu; Rus okurunun gücüydü bu. (..) Okurlar özgür doğar ve özgür kalmalıdırlar.''
NİKOLAY GOGOL (ÖLÜ CANLAR):
''İnsan görüşüyle bir böceğin çok yüzlü gözünün algıladığı resim arasındaki fark, en iyi filtreyle yapılmış bir yarımton resimle, sıradan gazete baskılarında gördüğümüz, iri taneli filtrelemeyle elde edilmiş resimler arasındaki farka benzer. Gogol'ün eşyayı görme biçimiyle, ortalama okur ve yazarların eşyayı görme biçimini de aynı kıyaslamaya tabi tutabiliriz. Onun ve Puşkin'in ortaya çıkmasından önce, Rus edebiyatı yarı kör haldeydi. Sadece aklın yönlendirdiği anahatları algılayabiliyordu: Renklerin kendisini göremiyor, bir köpek misali, Avrupa'nın antik dönemden kalma basma kalıp isim-sıfat bileşimlerini kullanmakla yetiniyordu. Gökyüzü maviydi, şafak kırmızı, yapraklar yeşil, güzelin gözleri kara, bulutlar griydi, vs. Sarıyı ve menekşe rengini ilk gören Gogol (ondan sonra da Lermontov ve Tolstoy) olmuştu.''
Büyük edebiyat, akıldışılığın kıyısında dolanır.
Sayfa 94 - İletişim Yayınları, 4. Baskı 2017, İstanbulKitabı okudu
65 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.