Fridolin onun elini tutup düşünmeden öptü. Kız ona neredeyse korkuyla baktı, sonra utangaç bir tavırla ve mutlulukla güldü.
“Bir hanımefendiymişim gibi,” dedi.
İnsan, hayatını yalnızca görev duygusuyla ya da fedakarlık etmek için mi riske atmalıydı?
Sırf canı öyle istediği için, bir tutku yüzünden veya sadece kaderle boy ölçüşmek için yapamaz mıydı bunu?