Bir çocuk diyor şimdi;
Bana gitmeyi getir, bana ölmeyi öğret
Beni yaşarken dirilt
Utanır çocuk, buklesi diri, gözleri tohumlu kahverengi
Yalnızlığın sefiri, buklesi diri, Ilgın çocuk
Bir adam konuşuyor şimdi;
Buklesi eski, gözleri buğulu kahverengi
Bana dönmeyi öğret, bana ölmeyi söylet
Beni kendi içinde hapset
Yakınır adam, buklesi eski, gözleri buğulanmış kahverengi
Bir adam mı susmuş ulu gökte
Ebedi yalnızlıkmış sefiri, gitse gelir mi ki
Dönse nereleri bilir ki
Gözleri yanık kahverengi, buklesi kesik, sesi sessizlik
Bir adam susuyor şimdi ulu gökte;
Buklesi eksiksiz hacmi, gözleri toprak kahverengisi
Bir adam işte, bir adam, bir çocuk, bir yalnız
ŞD.
Deniz olsan mavi yelkenli, yeşil olsan ufku daralan,
Uzaklaştıkça yakınlaştıran,
Sen olsan, benim olsan, yüreğimdeki mavinin içinde yaşasan,
Sen olsan, benim olsan, mavini gözbebeklerimde yaşatsan,
Bugün sen hırçın bir dalga, bugün sen uzaklara savrulansın
Ötme bülbül yüreğimde şakıma, bugün sen yokluğunda ağlatansın
Sen olsan kayıp bir gemi gibi limanımda bulunsan
Sen olsan yelkeni dargın sulara, üzgün mehtabı kucaklayan dermanım olsan
Buldum, seni buldum, seni gönlümde taşan yalnızlığımda buldum
Sen olsan, benim olsan, gecemde soluklanan rüyam
Güneşi huzur sağlayan, bahar sabahım olsan
Seni buldum, seni buldum içimde kanayan yaramda buldum
Sen olsan, benim olsan, taşan yalnızlığımdan çıkarsan...
ŞD.