"Rüyalar uyanık yaşamın bütün dert ve sıkıntılarını uykuya taşırlar. Bunun tek istisnası kültürlü insani bir ölçüde hayata baglayan bilimden ve sanattan alınan hazdır.”
“Gece gördüklerimiz gündüz ihmal ettiklerimizin zavallı kalıntılarından ibarettir. Rüyalar çoğunlukla küçümsediğimiz bir şeyin intikamı, terk ettiğimiz bir şeyin intizarı gibidir.”
Uyku sırasında kendi egomuzla kıyasladığımız bir dış dünyanın varlığını öngörmekten ibaret olan ruhsal alışkanlığımız yüzünden rüya imajlarını gerçek şeyler olarak değerlendiririz.
“Gece gördüklerimiz gündüz ihmal ettiklerimizin zavallı kalıntılarından ibarettir. Rüyalar çoğunlukla küçümsediğimiz bir şeyin intikamı, terk ettiğimiz bir şeyin intizarı gibidir.”
Analizler okumayı en çok sevdiğim şeylerden. Freud'un teorilerinden bazıları oldukça absürt ama insanlığın hem uyku hem de uyanıklık durumları hakkında öğrenilecek gerçekten çok şey var. Freud olası her rüyayı o kadar çok açıdan analiz ediyor ki, insanın aklını karıştırıyor. Ama sürekli hayalperest biri olduğum için onun teorileri benim için oldukça ilgi çekiciydi.
Freud, Aristoteles'ten bu yana geçmişte rüyaların nasıl yorumlandığını hızlı bir şekilde gözden geçirerek başlıyor. Aristoteles, başlamak için iyi bir yer çünkü o günden bu yana çözümlenmemiş şeyler hakkında rüya gördüğümüzü söylüyor ve bu, Freud'un da rüya teorisine dahil ettiği temel bir fikir.
Temel olarak Freud, rüyaların gün içinde olup bitenleri işlememize yardımcı olmada önemli bir rol oynadığını düşünüyor. Ama rüyalar saklanmayı seven gerçeklerdir. Anlamları, çoğu zaman eğlenceli bir şekilde uygun olan dikkat çekici imalar ve görüntülerle kendini kapsıyor, ancak bazen sanki rüyalarımızın gerçek anlamını kendimizden bile saklamaya kararlıymışız gibi.
Kitap aynı zamanda Freudcu psikolojinin temel ilkelerinden biri olan bilinçdışı zihnin rolünü de vurguluyor.