Sabiha
Refik ErduranSabiha Gönderileri
Sabiha kitaplarını, Sabiha sözleri ve alıntılarını, Sabiha yazarlarını, Sabiha yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kanun anlamında en iyi hürriyet devletin haklarını menfaatlerini koruyan hürriyettir. Tek parti iktidarı gözde savcısının ağzından temel tezini açıklıyordu: “En iyi hürriyet devletin hürriyetidir.“
Ya “Devlet“ kimdir?
Pratikte, iktidardakilerdir.
Hitler’den Stalin’e kadar bütün despotların da zulüm kılıfı olmuştu o yutturmaca.
Sayfa 152Kitabı okudu
Çünkü sorunun en büyük ve en müzmin eksiği alt sınıftan kopukluğudur. Egemen sınıf o noksanın giderilmesine istemeyerek önemli bir katkı sağlamış, solun pek çok gözlemci ve etkili temsilcisini cezaevlerinde tutarak oralardaki köylüyle, işçiyle, “ayak takımıyla” yıllar yılı temasta bulundurmuş.
Sayfa 150Kitabı okudu
-“Bunları susturmak için, cevap vermek hükümete düşmez. Söz, eli kalem gazetecileri ve hür vatandaşlarındır.”
+”Gazetelerden değil, halktan korkunuz.”
“Sorman gereken senin için ülkenin ne yapabileceği değil, senin ülken için ne yapabileceğindir.”
Sayfa 138Kitabı okudu
Nazım öyle inanmış, öyle iyimser, öyle heyecan dolu ve o heyecanı çevreye yaymadı öyle usta bir coşku kaynağıydı ki, bu dinamonun etki alanına giripte etkilenmeyen yoktu.
Musahhih denilen görevlinin işi sayfa provalarındaki dizgi yanlışlarını düzeltmekti. Tabii Nazım düzeltme işini yazıların içeriğini ve derginin temel çizgisini de kapsayacak biçimde genişletmeye başladı hemen. Daha doğrusu, derdi “insanın insana kulluğunu” yok ederek bütün dünyayı düzeltmekti ve o uğurda herkesi eyleme çağırmak için önüne çıkan her fırsatı hiç vakit kaybetmeden değerlendiriyor, başına toplananlara boyuna küçük nutuklar çekiyor, durup dinlenmeden de şiir yazıyordu.
Sayfa 89Kitabı okudu
Daver iyi Müslüman geçinirdi ama, işini Allah’a bırakmazdı.
Sayfa 99Kitabı okudu
Birbirine hiç benzemeyen bu kişilerin ve o dönem basın-yayın dünyamızdaki pekçok yazarı ortak özelliği şuydu: aktif politika ile ilgileri bulunmadı halde hepsi milletvekili oldular. O yıllarda tek dereceli seçim yoktu; pratikte “mebuslar” atanarak girer de Meclis’e. Bu bir yandan seçkin aydınları külfetsiz geçim olanağı sağlayan, bir yandan da onları bağımlı duruma getirerek iktidari rahatlatan bir sistemdi.
Sayfa 71Kitabı okudu
Yaşamak yerde sürünmeye değmez.
Sayfa 34Kitabı okudu
Meşrutiyet ilan edildi, parlementolu bir rejim kuruldu. Fakat din devletten ayrılmadı. Bir din devleti ile sivil devlet bir arada yaşayamaz. Okullarda din dersleri kaldırılmalı, laik devlet kurulmalıdır.
Sayfa 20Kitabı okudu