Ey can dostum, vefalı sevgilim,
Sana bıkkınlık verdiyse sözlerim
O her zamanki iyilikseverliğinle
Susturma bu inleyen ruhu, dinle!
Hayatın bütün gürültüsü dinle bile,
Düşmez bu zavallı rùh, ümitsizliğe.
Olmazsa da zemin, zaman müsait;
Feryat etmen için gökyüzü müsait!
Gönder bana sen de neyse derdin...
Hatırlıyor musun bir zaman ne derdin?
Geleceği hiç hayal etmeyelim!
Gel sohbete dalıp dertlrşelim!
Hayatın devirleri perde perde...
Allah bilir ne var ilerde.
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- “Bu bir Avrupalı!”
Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi,