Kahraman Ordumuza
" Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra
Aslında dikkatle okunduğunda, Mehmet Âkif’in ilk şiirlerinden itibaren kötümser bir hava vardır. Şair, sadece okuyucularını iyimserliğe sevketmeye çalışmaz, adeta yazdıklarıyla kendi kötümserliğini de silmeye gayret eder. Bu onun kendisine verdiği bir görevdir. Bu son yıllarında ise, yukarıda belirtilen sebeplerle birleşince, eski kötümserlik iyimserliğin yerini almaya başlamıştır.
" Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,
Günler şu heyûlâyı da er, geç, silecektir.
Rahmetle anılmak, ebediyyet budur amma,
Sessiz yaşadım, kim beni, nerden bilecektir? "