Saga Cilt: 5 Gönderileri
Saga Cilt: 5 kitaplarını, Saga Cilt: 5 sözleri ve alıntılarını, Saga Cilt: 5 yazarlarını, Saga Cilt: 5 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu tür bir eğitimden mezun olmak diye bir şey söz konusu değil, çiftler ayrılana ya da ölene kadar büyümeye ve değişmeye devam ederler.
Ebeveynlerim birlikte, artık ne demekse, ''toplamlarından'' daha fazlası olmayı öğrenmişler. Ayrı ayrı berbat durumdalarmış.
Her ilişki bir şey öğretir. Kalbimizi açtığımız her yeni kişi eskiden olduğumuzdan çok daha farklı birine dönüşme fırsatıdır. Peki ama ya bu insanlar hayatlarımızdan çıkarlarsa?
İşte size birçok fedakârlık ile ilgili bir sır... Fedakârlıkların aslında özverili hiçbir yanları yoktur. Demek istediğim şu, köylüler bakirelerini yanardağa karşılığında DAHA iyi bir şey beklemeden atmazlar, değil mi?
Büyükannem ''en büyük fedakârlığın'' hayatını vermek olduğunu ifade ederdi ama bundan çok emin değilim. Ölmek kesinlikle yapabileceğiniz SON fedakârlık..
ama bazen yaptığımız ilk fedakârlık ondan sonra olacak her şeyi belirler.
Bir çocuğun koruyucularına işlerini iyi yapmaları için ne gerektiğini sorarsanız çoğu tek kelimeyle cevap verecektir... FEDAKÂRLIK.
Ebeveynler çok şeyden fedakârlık ederler: zaman, uyku, özgürlük, para, mahremiyet... ne kadar fedakârlık yaptıkları hakkında şikayet etmek haricinde hemen hemen her şeyden.
İşte size birçok fedakârlık ile ilgili bir sır... Fedakârlıkların aslında özverili hiçbir yanları yoktur. Demek istediğim şu, köylüler bakirelerini yanardağa karşılığında DAHA iyi bir şey beklemeden atmazlar, değil mi?
Büyükannem ''en büyük fedakârlığın'' hayatını vermek olduğunu ifade ederdi ama bundan çok emin değilim. Ölmek kesinlikle yapabileceğiniz SON fedakârlık.. ama bazen yaptığımız ilk fedakârlık ondan sonra olacak her şeyi belirler.
Yuma'nın hayatta en son istediği şey asker olmaktı. Genç insanları kahraman olma sevdasıyla hayatlarından vazgeçmeye ikna etmenin fazlasıyla kolay olduğunu düşünürdü her zaman.
Çocukluk aşkı savaşta öldükten sonra, yas tutan Yuma nihayetinde kendini ''şehvet düşkünü'' olarak ifade etmişti.
Izdırap dolu bir galaksinin ortasında sanatçı, acıdan kaçınmaya ve diğerlerinin de aynı şeyi yapmasına yardım etmeye adamıştı.
Evet, her zaman kusursuz değildi.. ama kim öyle ki zaten?
Bu kahrolası savaşın başka bir kurbanı olan kadının şerefine! Hiç değilse yaşadığı gibi ölebilmişti, yani...
yani.. kafası t*sak gibiydi.. hapcı Yuma'm RIP
Kimin başlattığının ya da sebebinin ne olduğunun bir önemi yok.. savaş genelde kadınlar için çok daha berbat bir hal alır. Savaşlarda kendimiz yer almasak da bir şekilde ızdıraptan aslan payını biz alıyoruz her zaman. Erkekler için de piknik yapmaya benzemiyor; ama yine de...
En kötü kısmı da orasıydı zaten, babamın ne yaptığımı öğrendiği andaki yüz ifadesini görmekti. Babam.. gelmiş geçmiş en tatlı, en nazik adamdı.. adamdır ve onda yarattığım hayal kırıklığı bana yaşadığım bütün fiziksel acılardan daha fazla acı verdi.
İçimdeki her neyse.. kadim bir deniz yaratığının mürekkebi gibi bir şey. O kadar kusursuz bir siyah ki neredeyse tadını alabiliyorsun..
Her yeni gün, yabancı yeni birini ailenin çevresine yaklaştırır ve sizin de elinizden, zarardan çok yarar getireceklerini ummaktan daha fazlası gelmez.