Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sahibini Arayan Mektuplar

Ümit Yaşar Oğuzcan

En Eski Sahibini Arayan Mektuplar Sözleri ve Alıntıları

En Eski Sahibini Arayan Mektuplar sözleri ve alıntılarını, en eski Sahibini Arayan Mektuplar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Renklerin, kokuların, seslerin ve ışığın bile seni hatırlattığı bir dünyada yaşamak, harikulade bir şey olurdu belki..."
"Insan, unutabildiği kadar güçlüyse ; unutamadığı kadar yıkık ve ezik kalıyor."
Reklam
"Ancak bir kurşun atımı uzaktasın benden, biliyorum ve ciğerlerime saplanmış bir kurşun gibisin hala."
1. Mektup
Bir kurt bir geyiği kovalıyordu yüreğimde. Geyik soluk soluğaydı, yorgundu, bitkindi. Karların üzerinde akıp giden bir yıldız gibiydi. Koşuyordu. Koşmak kurtuluş değildi belki, ama bir ümitti. Koşmalıydı. Oysa birer namlu ağzıydı kurdun gözleri. Avına güvenle, şehvetle yaklaşıyordu. Yeni bilenmiş, sedef saplı bıçaklara benziyordu dişleri. Bütün dileği et ve kandı, istese geyiğe hemen yetişebilirdi, ama uzasın istiyordu bu şehvetli koşu, bu bütün damarlarına yayılan sarhoşluk bitmesin istiyordu.
Reklam
2. Mektup
Aramak... Ömür boyunca aramak... Yalnız seni aramak... Paslı teneke kutularda, küf kokan dolaplarda, çerçevelerde, tenhalarda, ağaç diplerinde, sonra vapurlarda, trenlerde hep seni aramak. Belki bu şehirde değilsin. Ne çıkar? Seni arıyorum ya. Belki de aynı sokakta evlerimiz, sabahları beni görüyorsun işime giderken. Sonra akşamı bekliyorsun, alacakaranlığı... Beni bekliyorsun ya da bir başkasını, bir başkasını. Hiç gel demeyeceğim sana. Aramak neredeyse ben oradayım. Ayaklarım ne güne duruyor? Yok yok birden karşıma çıkma. Kaç, saklan. Seni aramak istiyorum.
4.Mektup
Senden hiç ayrılmamak vardı. Zamanı durdurmak, bütün saatleri parçalamak vardı. İsyan içindeydim. Neydi bu çaresizlik? Bizi çepçevre saran bu dört duvar neydi? Bir ara Tanrıyı düşündüm, peygamberleri, dinleri, kitapları düşündüm. Boş inançlarımız mıydı çaresizliği yaratan? O, bizim eserimiz miydi? Öyleyse neden bizden büyüktü, güçlüydü?
5.mektup
Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız. Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var. Şimdi nerdesin? Ne yapıyorsun? Güneş çoktan doğdu. Uyanmış olmalısın. Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi? Öyleyse ayrılmadık. Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz. Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum. Önce beklemekten. Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan, ikisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın.
6.Mektup
Bugün bir yalnızlığa düştüm yine. Başımı ellerimin arasına aldım, sessizce ağlamaya başladım. Önümde yarıya gelmiş bir konyak şişesi "beni iç" diye fısıldıyordu, "beni iç." Sonra yalvarmaya başladı: "Ne olur" dedi "ne olur haydi iç beni." Bir bardak doldurdum, tepeme diktim. Şişe rahatladı, sustu. Hani ellerimiz birbirine değince nasıl oluyorduk? İşte öyle oldum. Hani bakışlarımız buluştuğu zaman, bir başka türlü atması vardı yüreklerimizin. Onu hatırladım.
Reklam
20. Mektup
Meğer ne dayanılmaz bir şeymiş yokluğun. Kâğıtlara seni yazmak varmış, renk renk düşünmek varmış seni, çiçek çiçek koklamak varmış. Artık hiç yazmasan da olur hiç gelmesen de... Meğer ne türlü bir ölümmüş yokluğun.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.