Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Salih Baba Divanı

Salih Baba

Salih Baba Divanı Hakkında

Salih Baba Divanı konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
9/10
23 Kişi
74
Okunma
46
Beğeni
7,2bin
Görüntülenme

Hakkında

Salih Baba Divanı "Kesret içre bir aceb sahraya düştüm gel yetiş Âbı yok tufanı çok deryaya düştüm gel yetiş Bu adem oğlanları bağrım kebab etti benim Kerbela cengi gibi gavgaya düştüm gel yetiş Ey habibim nur-ı veçhin arz edip güldür meni Dehr elinden bir kuru da’vaya düştüm gel yetiş Salih Baba’nın şiirleri Türk tasavvuf edebiyatının en güzel şiirlerindendir. Divanı da tartışmasız tasavvuf klasiğidir. Şiirlerinde kendi isminden önce şeyhi Muhammed Sami Erzincani hazretlerinin ismini zikreder. Divanını mürşidinin büyüklüğünü faziletini, irşad gücünü ve yüksek derecelerini anlatmak için tertip etmiştir. Bu şiirler; insanın olgunlaşıp imanının kemal bulmasında, masivadan kurtulup katıksız Allah aşkına ulaşmasında Allah dostlarının olmazsa olmaz rehberliğini ifade eder.
Yazar:
Salih Baba
Salih Baba
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 14 dk.Sayfa Sayısı: 432Basım Tarihi: 2015Yayınevi: Semerkand Yayınları
ISBN: 9786051591223Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 41.9
Erkek% 58.1
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Salih Baba
Salih BabaYazar · 1 kitap
Erzincan’da dünyaya geldi. Babası Mustafa Efendi, annesi Atîke Hanım’dır. Doğuştan bir kolu çolak, bir ayağı kısa olan Sâlih ilk dinî bilgileri imam olan babasından aldı. Ailesi çilingirlikle uğraştığı ve çilingir dükkânında tüfek de tamir edildiği için “Tüfekçizâde” lakabıyla anıldı. İki defa evlendi ve üç oğlu oldu. İkisi sakat olan çocukları gençlik yıllarında kendisinden önce öldü. Bir şiirinde (Ümmîyem bir zerre denli ilme yoktur tâkatim / Gâh olur ilm ile bîpâyân oluram kime ne) ümmî olduğunu söylemekle beraber kardeşi Abdurrahman’ın soyundan gelen yakınları onun okuma yazma bildiğini belirtir. Pîr-i Sâmî diye tanınan Nakşibendî-Hâlidî şeyhi Mehmed Sâmi Efendi’ye intisap eden Sâlih Baba’nın, şeyhinin irşad faaliyetlerini sürdürdüğü Kırtıloğlu Tekkesi’ndeki bir sohbet sırasında kendisinden bir şiir okumasını istemesi üzerine o güne kadar şiirle bir ilgisi olmadığı halde hemen orada irticâlen şiir söylemeye başladığı rivayet edilmektedir. Şiirleri Mehmed Sâmi Efendi’nin müridlerinden Adnan Efendi tarafından Râbıta-i Nakş-i Hayâlî adıyla yazıya geçirilmiştir. Sâlih Baba Erzincan’da vefat etti ve Akmezarlık denen yere gömüldü. Zamanla mezarı kaybolduğundan bugün yeri bilinmemektedir. Günümüzde Hava Şehitleri Mezarlığı diye anılan bu mezarlıkta şeyhi Mehmed Sâmi Efendi’nin ve diğer bazı şeyhlerin kabirleri bulunmaktadır. Birçok şiirinde âyet ve hadislere yer veren Sâlih Baba’nın aruz vezniyle yazdığı manzumelerinde dili ağır, hece ölçüsüyle yazdıklarında oldukça sadedir. Şairin Râbıta-i Nakş-i Hayâlî adlı divanı dışında iki eserinin daha olduğu, ancak bunların 1939 Erzincan depreminde kaybolduğu söylenmektedir. Râbıta-i Nakş-i Hayâlî’de hem divan edebiyatı hem halk edebiyatı nazım şekilleri yer almaktadır. “Fenâ fi’ş-şeyh” makamının hallerinden ibaret olan divanı tarikat âdâbını, müridlik hallerini ve mürşidlerin örnek davranışlarını anlatır. Eserde seksen dört gazel, on beş kaside, dokuz murabba, on altı muhammes, iki müseddes, bir müstezad, mesnevi kafiye düzeniyle yazılmış dört manzume, yirmi altı koşma, beş dizeden oluşan bentler ve hece vezniyle altı manzume bulunmaktadır. Sâlih Baba’nın şiirleri günümüzde Erzincan, Gümüşhane, Bayburt ve Erzurum yörelerinde makam eşliğinde ilâhi şeklinde okunmaktadır. Râbıta-i Nakş-i Hayâlî’nin Mehmed Sâmi Efendi’nin oğlu Selâhattin Kırtıloğlu’nun özel kitaplığında bulunan 1899 tarihli yazma nüshası Fehmi Kuyumcu tarafından yayımlanmıştır (Ankara 1979).