Tevhidi İnanç ve Eylem Olarak İşlevsizleştirmeye Çalışan Bir Prototip
SÂMİRÎ ve TEOLOJİSİ
Hz. Mûsâ ve Hârûn nebilerin öğrettiği ilahî mesajları işlevsizleştirmeye çalışan SÂMİRÎ, ilah tasavvurunu kendi nefsi arzularına göre yönlendiren, dini duyguları ve inançları sömüren, her çağ ve dönemde olabilecek din kisvesine bürünmüş bir prototiptir. Kendisine verilen altın mücevherâtı eritip böğüren buzağı şeklinde put ilah yapar. İnsanların içindeki karakter yapısına göre teoloji uydurur, tevhid binasını ayakta tutan unsurlardan bir tuğlayı çekmek suretiyle sistemin çökmesini arzular. SÂMİRÎ, hem inanç hem de eylem olarak tevhidin pasifize edilmesi üzerine teolojini kurar. Allah tasavvurunu yanlış yönlendirip insanları dalâlete düşürür. Hz. Mûsâ “Buzağıyı yapmandaki amacın neydi?” diye sorduğunda SÂMİRÎ “İnsanların görmediklerini gördüm anladım bu yüzden elçinin izi (tevhid sistemi)nden bir avuç avuçladım ve onu attım. Kendi düşünceme göre doğru olanı yaptım. Bu da nefsime hoş geldi” diye cevap verir. SÂMİRÎ teolojisi; ilahî mesajları akletmemek, çarpıtmak, kavramları tahrif, atalarının din ve kültürünü sorgulamadan taklid, hak bilgiyi gizlemek, bâtıla hak elbisesi giydirip doğruymuş gibi sunmak, inançları kendi arzuları için sömürmek ve aldatmak, nefsin arzuları ve insanların karakterine göre teoloji icadı şeklinde özetlenebilir. Bir teolojinin İslâm tevhid ilkesine uygunluğunun ölçüsü; kıyamete kadar değişmeyecek Allah’ın ipi sünnetullah Kitab’ın (Kur’ân veya kâinat) ilke, hüküm ve hikmetleri sayesinde anlaşılabilir. İdrâk edildiği takdirde Kitap, Allah tasavvurunu öğreten nebiler gibi nübüvvet misyonunu her zaman tevhid inancı ve eylemleri doğrultusunda ifâ edebilir. Bu çalışmada, tevhidi inanç, söz ve eylem olarak işlevsizleştirmeye çalışan bir prototip Sâmirî ve teolojisi İsrâiliyyât, mitoloji ve zannî bilgilere başvurulmadan Kur’an perspektifinde incelenmektedir.
