Şimdi "Mona Lisa ya (resim 194) yeniden dönersek, onun gizemli etkisini biraz anlayabiliriz. Leonardo, sfumato yöntemini büyük bir dikkatle kullanmıştır. Bir insan yüzü çizmek girişiminde bulunan herkes, şunu bilir ki, bizim ifade dediğimiz şey, özellikle iki noktada, ağzın köşeleriyle gözlerin köşelerinde gizlidir. İşte Leonardo da,
kendini dine adamış sanatçılar, belirli bir dersi öğretme ya da sadece süsleme amacıyla değil, derin düşünme için malzeme sağlama amacıyla suların ve dağların resimlerini yapmata başladılar.
büyük ustalar, elkeribden gwlen her şeyi yapmışlardır yapıtlarında; acı çekmişlerdir, onları taratmak için kan kusmuşlardır. bizden amaclarını anlamamamızı istemeleri, en doğal haklarıdır elbette.
Meryem’i yapan ressam ne elde etmek istediğini biliyordu. Ona yol gösterecek bir gelenek vardı ve kendi başına vermesi gereken kararlar sınırlıydı. Soyut resim yapan ressam ise, elindeki o iki kare ile, daha az imrenilecek bir durumdadır. Bu kareleri tuval üzerinde oynatarak sonsuz sayıdaki olasılıkları denerken, nerede ve ne zaman durması gerektiği hiçbir zaman bilinmeyebilir.
Picasso deneyler yaptığını inkar etmiştir. Ona göre kendisi aramıyor, buluyordu. Sanatını anlamak isteyenlere gülüyordu. “Herkes sanatı anlamak istiyor. Niçin bir kuşum ötüşünü anlamaya çabalamıyorlar?” diye soruyordu.