Tuhaf bir şeydi büyümek. Tuhaftı, çünkü tedirgin ediciydi. Büyüyünce ne olacaktı, bilmiyordu. Karanlıkta önünü görememek gibi bir şeydi bu. Büyüyünce nasıl biri olacaktı?
Şarap seni sarhoş etmeyecek, sen şarabı sarhoş edecen! Şarap ne ki seni sarhoş edebilsin yav, o bi üzüm suyu! Üzüm sarhoş etmez adamı aşk eder aşk, millet de sanır ki şaraptan!
Kendini, kendinden, kendine doldur da gel...Ham adamsın sen, ham adamın elinden şarap mı içilir yav, yürü git!
Şimdi anana git, elini öp, biz Salih Baba’yla söz verdik, bi daha sarhoş olmadan içmeyecez de!
Alfabedeki m harfi niye n’den önce geldiğini çözememişti mesela. N harfi daha önce gelmeliymiş gibi...elif-ba öğrenmişti. elif-ba’da da m önce geliyordu. lam mim nun vav he lam elif ye...de niye?
Abisine sormuş “Düşünecek başka bir şey bulamadın mı?” cevabını almıştı ama bu cevap değildi ki...