Sarı Zeybek kitaplarını, Sarı Zeybek sözleri ve alıntılarını, Sarı Zeybek yazarlarını, Sarı Zeybek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kalbim, iki değirmen taşı arasına düşmüş bir buğday tanesi olsa ancak bu kadar ezilirdi. Ne ağlayabiliyor ne konuşabiliyor ne de konuşulanları anlıyordum."
Öncelikle tartışılamaz!! Harika bir kitap, okurken sarsılarak ağlamamak için çoğu kez kitabın başından kalkıp gittim ve tekrar ayaklarım kendiliğinden kitabın başına getirdi. Şu son zamanlarda Atatürk unutturulmaya çalışılırken birde hayatının son 300 gününü sanki yanındaymışsınız gibi siz yaşayın.
Sarı ZeybekCan Dündar · Can Yayınları · 20151,782 okunma
Kemal Atatürk dansı, alkolü ve gece hayatını sever. Ama bu zevki onun muazzam bir eseri gerçekleştirmesine, fevkalade bir devrimi başarıya ulaştırmasına ve başarısı saygı uyandıran bir millet yaratmasına engel olmadı.
Dolmabahçe Sarayı’nda kalmakta olan Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu üyesi Prof.Dr. Hasan Reşit Tankut’u çağırtarak ona, “Arkadaşlara söyle, dil çalışmalarını gevşetmesinler,” demişti.
İşte o yüzden Atatürk’ün, “Aman dil! Aman dil!” diye sayıklaması yakın çevresinde bilinçaltındaki dil sorununa atfediliyordu. Bu sözcükler, koma süresince Atatürk’ün dilinden düşmedi. Nadiren gözlerini açıp kapatıyor, bu arada da sık sık, “Dil, efendim dil... Aman yarabbi! Aman dil!” diye sayıklıyordu.
İşte sağlıklı döneminin bir eski âdetine göz kırpıyordu. Yaşam ile ölüm arasında bir dirhem mutluluk, bir küçük ağız tadı...
Sigara ve kahve getirildi. Ata, bu iki eski dosta, hasretle sarıldı, keyifle içti.
Bir gün, herkesi gözyaşına boğan şu sözler, dudaklarından dökülüverdi:
“Bu yatı, bir çocuğun oyuncağını beklemesi gibi beklemiştim. Meğer bana bir hastane olacakmış.”