oysa kendime karşı oynamayı denediğim andan itibaren bilincinde olmaksızın kendime meydan okumaya başlamıştım. iki ben'imden her biri, yani siyah ben ve beyaz ben, birbirleriyle rekabet etmek zorundaydılar ve her biri kendi adına galip gelmek, kazanmak için kendini bir tutkuya, bir sabırsızlığa kaptırıyordu; siyah ben olarak yaptığım her hamlenin ardından, hararetle beyaz ben'in ne yapacağını bekliyordum. iki ben'den her biri, öteki bir yanlış yaptığında bir zafer sevinci yaşıyor ama bununla eş zamanlı olarak da kendi beceriksizliğinden ötürü öfkeye kapılıyordu."
......
"elimde kendime karşı oynayacağım bu anlamsız oyundan başka bir şey bulunmadığından, öfkem, öç alma tutkum fanatik bir biçimde bu oyuna akmıştı. içimde bir şey haklı çıkmak istemekteydi, ama ne yazık ki kendisiyle tek savaşabileceğim, içimdeki öteki ben'di..."
Satranç okuması çok zevkli elimden bırakmadan aralıksız okuduğum bir kitap oldu.Sonunu açıp okumamak için kendimi zor tuttum.Sonunda çok üzülmüş olsam da mükemmel bir kitap